16 direkte Treffer gefunden für: önceden


52 indirekte Treffer gefunden für: önceden

Deutsch Türkisch
Abgabe der Vorausanmeldung {sub} {f} önceden kayıt vergisi
Abruf zur vorzeitigen Zahlung {sub} {m} önceden ödemeye davet
absprechen, vorher- {v} önceden söz kesmek-
ahnen {v} [ahnte, hat geahnt] önceden hissetmek
ahnen {v} [ahnte, hat geahnt] önceden kestirmek
ahnt voraus önceden seziyor
ahnt voraus önceden tahmin ediyor
ahnte önceden hissetmişti
ahnte voraus önceden sezmişti
ahnte voraus önceden tahmin etmişti
die Ahnung {sub} {f} önceden seziş
ahnungsvoll önceden sezen
am bereits festgelegten Tag önceden saptanan günde
am vorgenannten Datum önceden tespit edilen tarihte
ankündigen {v} [kündigte an, hat angekündigt] önceden bildirmek
die Antizipation {sub} {f} [Vorwegnahme, Vorgriff] önceden sezme
antizipieren {v} [vorwegnehmen] önceden sezmek
anweisen {v} [weiste an, hat angewiesen] önceden ayırmak
aufgebrochen {adj} önceden açılmış
aufgetragen [z.B. Kleidung älterer Geschwister] önceden giyilmiş
der Aufsager {sub} {m} [vorbereiteter Text, den jemand vor der Kamera spricht, vorträgt] önceden hazırlanmış metni kamera karşısında okuyan kişi
Aufschlag für vorzeitige Tilgung {sub} {m} önceden vade ödeme zammı
bei einem vorgegebenem Signal önceden belirtilen sinyal anında
berechenbar {adj} önceden hesap edilebilir
bereitet vor [er, sie, es~] önceden hazırlıyor
bereitete vor [er, sie, es~] önceden hazırlamıştı
bereits bestehend {adv} önceden hazır olan
bestimmt voraus [er ~] önceden saptıyor
bestimmt vorher [er ~] önceden saptıyor
bestimmte vorher [er, sie, es~] önceden belirlemişti
bestimmte vorher [er, sie, es~] önceden saptamıştı
die Bevölkerungsvorausberechnung {sub} {f} önceden nüfus hesaplama
die Bevölkerungsvorausschätzung {sub} {f} önceden nüfus tahmini
Blick voraus {sub} {m} önceden görüş
datiert vor önceden tarih belirlenmiş
datierte vor önceden tarih konmuş
designatus {adv} önceden atama
designieren {v} [designierte, habe designiert] önceden tayin etmek
ein Gefühl von Vorherbestimmung önceden belirlenme hissi
eine feine Nase für etwas haben önceden farketmek
eine vormals britische Kolonie {sub} {f} önceden bir İngiliz kolonisi
eingelernt {adj} önceden iyi hazırlanmış
die Emergenz {sub} {f} [Wissenschaftstheorie: bir sistemin elementlerinin birlikteliğinden ortaya çıkan, yeni özelliklerin meydana gelme imkanı] önceden görülemeyen faktörlerin husule gelmesi
entscheidet im Voraus [er, sie, es~] önceden karar veriyor
entschied im Voraus [er, sie, es~] önceden karar vermişti
erahnen {v} önceden sezmek
existiert vorher önceden mevcut
extemporieren {v} önceden hazırlanmadan
falsche Weichen stellen {v} önceden yanlış belirlemek
Feier im Voraus {sub} {f} önceden kutlama
fristlos entlassen werden {v} önceden bildirmeden çıkış vermek
eine Woche zuvor bir hafta önceden
0.005s