25 direkte Treffer gefunden für: eğilim


62 indirekte Treffer gefunden für: eğilim

Deutsch Türkisch
Abweichung im Trend {sub} {f} eğilim sapması
affektioniert eğilimli
belieben {v} [beliebte, hat beliebt] eğilimi olmak
berufen {adv} eğilimli
die Biegung {sub} {f} eğilime
die Faibles {sub} {pl} eğilimler
geneigt {adj} eğilimli
geneigte Fläche {sub} {f} eğilimli yüzey
hinneigen {v} eğilimi olmak
keine Trendwende abzusehen eğilimde dönüş görünmüyor
Neigung der Waage {sub} {f} eğilim balansı
richtungslos {adj} eğilimsiz
die Schrägachse {sub} {f} [an Hydraulikpumpe] eğilimli eksen
das Schulschiff {sub} {n} eğilim gemisi
die Schulschiffe {sub} {pl} eğilim gemileri
die Strömungen {sub} {pl} [Tendenz] eğilimler
der Tendenzbetrieb {sub} {m} eğilim işletme
die Tendenzen {sub} {pl} [Neigung] eğilimler
tendenziell {adj} eğilime göre
tendenziös {adj} eğilimli
die Tendenzwende {sub} {f} eğilimde değişim
tendieren {v} [tendierte, hat tendiert] eğilim göstermek
die Trendanalyse {sub} {f} eğilim çözümleme
der Trendanzeiger {sub} {m} eğilim göstergesi
die Trendbeobachtung {sub} {f} eğilim takibi
die Trendlinie {sub} {f} eğilim çizgisi
die Trends {sub} {pl} eğilimler
die Trendwende {sub} {f} [Politik] eğilimde dönüş
der Trendwendefaktor {sub} {m} eğilimde dönüş faktörü
die Trennanalyse {sub} {f} eğilim analizi
umorientieren {v} eğilimini değiştirmek
die Umorientierung {sub} {f} eğilimini değiştirme
zuneigen {v} [neigte zu, hat zugeneigt] eğilim duymak
zuneigen {v} [neigte zu, hat zugeneigt] eğilim göstermek
zuneigend {adj} eğilim gösteren
Zuneigung erweckend {adj} eğilim uyandıran
Aber eigentlich ist mir gar nicht danach ancak buna hiç istekli değilim
abnehmende Tendenz {sub} {f} azalan eğilim
abwärtsgerichteter Trend {sub} {m} düşüş gösteren eğilim
allgemeine Tendenz {sub} {f} genel eğilim
allgemeiner Trend {sub} {m} genel eğilim
analytischer Trend {sub} {m} analitik eğilim
animale Tendenz {sub} {f} hayvanca eğilim
ausgeprägte Tendenz {sub} {f} göze batan eğilim
die Berufung {sub} {f} [innere] içten eğilim
Bin mir jetzt absolut unsicher [ich~] şu an hiç emin değilim
bin nicht [ich~] ben değilim
Da wäre ich mir nicht so sicher bundan emin değilim
die Daknomanie {sub} {f} ısırma veya öldürmeye hastalık derecesinde eğilim
das muss ich nicht machen bunu yapmaya mecbur değilim
determinierende Tendenz {sub} {f} belirleyici eğilim
echte Neigung {sub} {f} gerçek eğilim
es geht mir soso işte fena değilim
es ist heute einfach nicht mein Tag bugün hiç keyfimde değilim
es ist mir nicht gestattet, darüber zu sprechen bundan bahsetme izinine sahip değilim
die Extroversion {sub} {f} [Gegensatz: Introversion] dış objelere konsantre olan ruhsal eğilim
falsche Neigung {sub} {f} hatalı eğilim
feste Tendenz {sub} {f} kesin eğilim
die Grundtendenz {sub} {f} esas eğilim
der Hang {sub} {m} [Geographie] olumsuz ve kötü şeylere eğilim
Hang zu {sub} {m} …e,…a eğilim
hang zu düsteren gedanken karanlık düşüncelere eğilim
0.005s