9 direkte Treffer gefunden für: hırsızlık


69 indirekte Treffer gefunden für: hırsızlık

Deutsch Türkisch
Anklage wegen Diebstahls {sub} {f} hırsızlık nedeniyle dava
die Aufbrüche {sub} {pl} hırsızlıklar
des Diebstahls angeklagt hırsızlıktan davalı
des Diebstahls anklagen hırsızlıktan dava etmek
des Diebstahls beschuldigt hırsızlıkla suçlanıyor
des Diebstahls überführt hırsızlıktan yakalandı
die Diebesbande {sub} {f} hırsızlık çetesi
die Diebesbande {sub} {f} hırsızlık şebekesi
die Diebesbanden {sub} {pl} hırsızlık çeteleri
das Diebesgut {sub} {n} hırsızlık malı
Diebesgut hehlen hırsızlık malını saklamak
Diebstahl begehen [einen] hırsızlık yapmak
die Diebstahlfolgeschäden {sub} {pl} hırsızlık hasarları
das Diebstahlsdelikt {sub} {n} hırsızlık suçu
die Diebstahlsgefahr {sub} {f} hırsızlık tehlikesi
die Diebstahlsicherungswarnleuchte {sub} {f} hırsızlık emniyet ikaz ışığı
die Diebstahlversicherung {sub} {f} [Mietauto] hırsızlık sigortası
die Diebstahlwarnanlage {sub} {f} hırsızlık ikaz tesisi
die Diebstähle {sub} {pl} hırsızlıklar
durch Einbruch hırsızlıkla
einbrechen {v} [Einbrecher] hırsızlık amacıyla girmek
einbrechen {v} [Einbrecher] hırsızlık için girmek
einbrechend {adj} [Einbrecher] hırsızlık amacıyla giren
Einbruch begehen hırsızlık yapmak
die Einbruchmeldeanlage {sub} {f} hırsızlık imdat tesisi
das Einbruchmeldesystem {sub} {n} hırsızlık alarm sistemi
die Einbruchmeldezentrale {sub} {f} hırsızlık bildirme merkezi
die Einbruchsalarmanlage {sub} {f} hırsızlık alarm tesisi
die Einbruchsdiebstahlversicherung {sub} {f} hırsızlık sigortası
einbruchsicheres Fenster {sub} {n} hırsızlıktan koruyucu pencere
die Einbruchsicherung {sub} {f} hırsızlıktan koruma
die Einbruchsversicherung {sub} {f} hırsızlık sigortası
die Einbruchsversicherungspolice {sub} {f} hırsızlık sigortası poliçesi
der Einbruchvorgang {sub} {m} hırsızlık olayı
die Einbrüche {sub} {pl} hırsızlıklar
eingebrochen sein {v} hırsızlık yapmış olmak
er wird wegen Diebstahl strafrechtlich verfolgt hırsızlıktan aranıyor
die Klaukinder {sub} {pl} hırsızlık yapan çocuklar
der Kleptoman {sub} {m} [Med.] hırsızlık hastalığı
die Kleptomanen {sub} {pl} hırsızlık hastaları
der Kleptomaner {sub} {m} hırsızlık hastası
die Kleptomanin {sub} {f} [weiblich] hırsızlık hastası
die Kleptophobie {sub} {f} hırsızlık korkusu
lange Finger machen [fig.: stehlen] hırsızlık yapmak
der Raubmord {sub} {m} [Rechtswissenschaft] hırsızlık ve cinayet
der Raubmord {sub} {m} hırsızlık için adam öldürme
Schmiere stehen {v} {ugs.} hırsızlıkta gözcülük etmek
versuchter Diebstahl {sub} {m} hırsızlık denemesi
vom Raub lebend {adj} hırsızlıktan yaşayan
der Bagatelldiebstahl {sub} {m} önemsiz hırsızlık
der Bandendiebstahl {sub} {m} çete halinde hırsızlık
bandenmäßiger Raub {sub} {m} çetece hırsızlık
bestimmter Diebstahl {sub} {m} belli hırsızlık
bewaffneter Raubüberfall {sub} {m} silahlı hırsızlık
der Einbruchsdiebstahl {sub} {m} kapalı yere girerek işlenen hırsızlık
der Einbruchsdiebstahl {sub} {m} kapalı yere girilerek işlenen hırsızlık
einfacher Diebstahl {sub} {m} adi hırsızlık
einfacher Diebstahl {sub} {m} basit hırsızlık
entsetzliches Verbrechen {sub} {n} deşhet verici hırsızlık
geringfügiger Diebstahl {sub} {m} önemsiz hırsızlık
der Großdiebstahl {sub} {m} büyük hırsızlık
der Kleindiebstahl {sub} {m} küçük hırsızlık
kleiner Diebstahl {sub} {m} küçük hırsızlık
die Kleptomanie {sub} {f} dürtüsel hırsızlık
leichter Diebstahl {sub} {m} hafif hırsızlık
qualifizierter Diebstahl {sub} {m} silahlı hırsızlık
qualifizierter Diebstahl {sub} {m} suçu ağırlaştırıcı nedenlerden dolayı daha ağır şekilde cezalandırılan hırsızlık
räuberischer Diebstahl {sub} {m} haydutça hırsızlık
schwerer Diebstahl {sub} {m} ağır hırsızlık
0.005s