4 direkte Treffer gefunden für: hervor


71 indirekte Treffer gefunden für: hervor

Deutsch Türkisch
hervor holen {v} dışarı getirmek
hervor ziehen {v} dışarı çekmek
hervorblicken {v} görünmek
hervorblühen {v} çiçek açmak
hervorbrechen {v} aniden çıkmak
hervorbrechen {v} birdenbire çıkmak
hervorbrechend {adj} birdenbire çıkan
hervorbringen {v} [Ton, Wort] güç belâ söylemek
hervorbringen {v} icad etmek [Osmanlıca]
hervorbringen {v} icat etmek
hervorbringen {v} meydana getirmek
hervorbringen {v} meydana çıkarmak
hervorbringen {v} var etmek
hervorbringen {v} yaratmak
hervorbringen {v} ön plana çıkarmak
hervorbringen {v} üretmek
hervorbringend {adj} faydalı
hervorbringend {adj} verimli
hervorbringend {adj} yararlı
hervorbringend {adj} üretken
der Hervorbringer {sub} {m} meydana çıkaran
der Hervorbringer {sub} {m} icat eden
die Hervorbringung {sub} {f} meydana çıkarma
die Hervorbringung {sub} {f} icat etme
hervordringen {v} meydana çıkmak
hervordringen {v} içeriden dışarı çıkmak
hervorgebracht [er, sie, es hat~] meydana çıkardı
hervorgegangen [er, sie, es ist~] belli oldu
hervorgehen {v} [zu folgern sein] bir şeyin sonucu olmak
hervorgehen {v} [sich ergeben, folgen] doğmak
hervorgehen {v} anlaşılmak
hervorgehen {v} belli olmak
hervorgehen {v} görünmek
hervorgehen {v} ileri gelmek
hervorgehen {v} sonucu olmak
hervorgehen {v} çıkmak
hervorgehoben ön plana çıkarılan
hervorgehobene Stellung {sub} {f} ağırlık verilen konum
hervorgekrochen [hinter, unter, zwischen etwas herauskrochen] bir şeyin arkasından/arasından/altından sürünerek çıktı
hervorgehobenes Dokument öffnen {v} ön plana çıkarılan dokümanı açmak
hervorgequollen {adj} şişerek dışına çıkmış
hervorgeragt [er, sie, es hat~] dışarı sarktı
hervorgerufen [er, sie, es hat~] sebebiyet verdi
hervorgesprungen [er, sie, es ist~] dışarı sıçradı
hervorgestanden [er, sie, es ist~] göze battı
hervorgetan [er, sie, es ist~] yaptıklarıyla göze girdi
hervorgetan [er, sie, es ist~] sivrildi
hervorgetreten [Muskel, Ader] dışarı çıktı
hervorgezaubert [er, sie, es hat~] sihirbazlıkla yoktan var etti
hervorgucken {v} {ugs.} dışarı bakmak
hervorheben {v} [figürlich: betonen] vurgulamak
aus dem Brief geht nicht hervor mektuptan bu anlaşılmıyor
aus der Ehe gingen zwei Kinder hervor evlilikten iki çocuk oldu
aus der Ehe gingen zwei Kinder hervor evlilikten iki çocuk oldu
bringt hervor [er, sie, es~] meydana getiriyor
bringt hervor [er, sie, es~] icat ediyor
bringt hervor [er, sie, es~] yaratıyor
damit lockt man keinen Hund hinter dem Ofen hervor beş para etmez
Damit lockt man keinen Hund hinterm Ofen hervor beş para etmez
darunter hervor altından
hebt hervor [er, sie, es~] vurguluyor
hinter etwas hervor bir şeyin arkasından
hob hervor [er, sie, es~] vurgulamıştı
ragt hervor [es~] sarkık görünüyor
ruft hervor [er, sie, es~] sebep oluyor
ruft hervor [er, sie, es~] neden oluyor
ruft hervor [er, sie, es~] yol açıyor
springt hervor [er, sie, es~] atlayıp, geliyor
steht hervor dışarı çıkık
trat hervor [er, sie, es~] ortaya çıkmıştı
Unter ihrem Mantel guckt ein Rockzipfel hervor mantosunun altında etek ucu görünüyor
0.005s