Keine direkten Treffer gefunden für: gözün

Deutsch Türkisch

51 indirekte Treffer gefunden für: gözün

Deutsch Türkisch
Adaptation des Auges {sub} {f} gözün adaptasyonu
Adaption des Auges {sub} {f} gözün intibakı
die Aderhaut {sub} {f} gözün damar katı
die Aderhautblutung {sub} {f} gözün damar katı kanaması
die Aderhautentzündung {sub} {f} gözün damar katı iltihabı
der Aderhautgeschwulst {sub} {m} gözün damar katı kisti
Akkommodation des Auges {sub} {n} gözün uzak ve yakın intibakı ayarı
die Akkommodation {sub} {f} [Med.] gözün uzaklığı ve yakınlığı ayarlaması uyumu
anatomischer Bau des Auges {sub} {m} gözün anatomik yapısı
anlügen {v} [log an, hat angelogen] gözünün içine baka baka yalan söylemek
mit Argusaugen wachen {v} gözünü açmak
mit Argusaugen wachen {v} gözünü açarak uyanmak
auffallen {v} [fiel auf, ist aufgefallen] gözüne çarpmak
aufpassen wie ein Schießhund gözünü dört açmak
Augen offen halten gözünü dört açmak
Augen und Ohren offen halten gözünü dört açmak
Augen zu und durch gözünü kapa geç
der Augenhintergrund {sub} {m} gözün arka cephesi
die Augenhintergrunduntersuchung {sub} {f} gözün arka cephesi muayenesi
der Augenspiegel {sub} {m} gözün içini muayene sunii
ausersehen {v} gözüne kestirmek
das Äuglein {sub} {n} gözün küҫük şekli
die Äuglein {sub} {pl} gözün küҫük şekilleri
bedrohen {v} [bedrohte, hat bedroht] gözünü korkutmak
begaffen {v} gözünü dikip bakmak
bei jemandem verspielt haben {v} gözünden düşmek
beleidigen {v} [beleidigte, hat beleidigt] gözüne batmak
blicken {v} [blickte, hat geblickt] gözünü dikerek bakmak
das Brechungsvermögen {sub} {n} [Augenheilkunde] gözün ışığı kırma yeteneği
den Blick abwenden {v} gözünü kaçırmak
Du übersiehst aber auch nichts, oder? Gözünden hiçbir şey kaçmıyor, yoksa?
Dunkelanpassung des Auges {sub} {f} gözün karanlığa adapte olması
einem die Augen öffnen {v} gözünü açmak
einen Blick auf etwas erhaschen gözüne ilişmek
einschüchtern {v} gözünü korkutmak
die Einschüchterung {sub} {f} gözünü korkutma
erwachen {v} gözünü açmak
es mit jemandem verderben {v} gözünden düşmek
etwas im Auge haben {v} [wörtlich] gözünde bir şey olmak
etwas im Visier haben gözünü dikmek
etwas ins Auge fassen {v} gözüne kestirmek
etwas ins Auge sehen,blicken {v} gözünün içine bakmak
fixieren {v} [anstarren] gözünü dikmek
frech {adj} [anlügen] gözüne baka baka yalan
Halte deine Augen offen! gözünü dört aç!
die Hornhaut {sub} {f} [Med.] gözün kornea dokusu
Hornhaut des Auges {sub} {f} gözün kornea tabakası
Ihm entgeht so schnell nichts gözünden pek bir şey kaçmaz
im Augeninnern gözün içinde
ins Auge sehen {v} gözünün içine bakmak
die Intimidation {sub} {f} gözünü korkutma
0.003s