15 direkte Treffer gefunden für: iğne


77 indirekte Treffer gefunden für: iğne

Deutsch Türkisch
abgesteppt iğne ardı dikilmiş
absteppen {v} iğne ardı dikmek
anheften {v} [heftete an, hat angeheftet] iğnelemek
annadeln {v} [nadelte an, hat angenadelt] iğnelemek
anstecken {v} [steckte an , hat angesteckt] iğnelemek
anzüglich {adj} iğneleyici
der Aufklopfhammer {sub} {m} iğneci çekici
auf Nadeln iğne üstünde
aufritzen {v} iğneleyerek yara açmak
das Auge {sub} {n} iğne deliği
ausspritzen {v} [spritzte aus, hat ausgespritzt] iğne yapmak
die Belonephobie {sub} {f} iğne korkusu
Besetzung des Nadelstabs {sub} {f} iğneli çubuğun iğne tertibatı
bisschen [sarkastisch] iğneleyici
bissig {adj} iğneleyici
die Büchse {sub} {f} iğnedenlik
die Doppelnadelwalzenstrecke {sub} {f} iğneli çift çekim
der Dornfisch {sub} {m} iğneli balık
durchstechen {v} [ich stach durch, ich habe durchgestochen] iğneyi batırıp arasından geçirmek
ein Tier einschläfern lassen {v} [in krankes Tier bekommt eine Spritze und stirbt] iğne vurdurarak hayvanın canına kıymak
eine spitze Zunge haben {v} iğneleyici dili olmak
einfache Keilkompensation {sub} {f} iğneli basit çekim
eingeschläfert [Hund] iğne ile öldürülmüş
einspritzen {v} iğne yapmak
der Einstich {sub} {m} [winzig, z. B. von Injektionsnadel] iğne deliği
einsticken {v} iğne ile (bir şeyin içine) işlemek
der Fadengeber {sub} {m} iğneye iplik veren tertibat
feststecken {v} iğne ile tutturmak
feststecken {v} iğnelemek
feststeckend {adj} iğneli
freie Nadellänge {sub} {f} iğnenin izdüşüm uzunluğu
der Gillstab {sub} {m} iğne çubuğu
heften {v} [mitNadel] iğnelemek
der Hieb {sub} {m} iğneleyici söz
häkeln {v} iğnelemek
die Igelwalze {sub} {f} iğneli silindir
die Injektion {sub} {f} [Med.] iğne yapma
Injektion geben {v} iğne yapmak
Injizieren {v} [Med.] iğne yapmak
injizieren {v} iğne vurmak
die Kammreihe {sub} {f} iğne sırası
der Kammstab {sub} {m} iğne çubuğu
der Kammstab {sub} {m} iğneli çubuk
der Kammstaub {sub} {m} iğne tarak döküntüsü
die Kanülenentfernung {sub} {f} iğne çıkarma
die Kiefernnadel {sub} {f} [Naturwissenschaft] iğne yaprak
die Konifere {sub} {f} [Pflanze] iğne yapraklı
die Koniferen {sub} {pl} [Pflanze] iğne yapraklılar
der Madenwurm {sub} {m} [Zoologie] iğne kurdu
die Madenwürmer {sub} {pl} [Zoologie] iğne kurtlar
man hätte eine Nadel fallen hören können iğne yere düşse duyulurdu
die Abfühlnadel {sub} {f} hissedici iğne
der Abschlussnadel {sub} {m} iğne
die Abstrichöse {sub} {f} gözlü iğne
angerostete Nadel {sub} {f} paslanmış iğne
die Anstecknadel {sub} {f} toplu iğne
die Anzeigenadel {sub} {f} gösterici iğne
die Aufstossnadel {sub} {f} vurma iğne
benigne [gutartig] iyi huylu
benigne [gutartig] selim
die Beruhigungsspritze {sub} {f} yatıştırıcı iğne
die Betäubungsspritze {sub} {f} bayıltıcı iğne
blanke Nadel {sub} {m} taşlanmış iğne
der Doppelspitznadel {sub} {m} çift uçlu iğne
der Drahtnagel {sub} {m} tel iğne
die Dreiecknadel {sub} {f} üçgen iğne
ein Stachel im Fleisch ette bir iğne
die Einmalgebrauchskanüle {sub} {f} bir defaya mahsus kullanılan iğne
enteigne [ich~] istimlak ediyorum
die Ersatznadel {sub} {f} yedek iğne
feine Nadel {sub} {f} ince iğne
die Fertigspritze {sub} {f} hazır iğne
der Flachnadel {sub} {m} yassı iğne
der Gun {sub} {m} dara uyuşturucu vurulan iğne
der Haarnadel {sub} {m} ince iğne
die Hakelnadel {sub} {f} çengelli iğne
die Hilfsnadel {sub} {f} yedek iğne
0.007s