1 direkte Treffer gefunden für: Gelege


67 indirekte Treffer gefunden für: Gelege

Deutsch Türkisch
die Gelegegröße {sub} {f} [Insekteneier] böcek yuvası büyklüğü
gelegen {adj} bulunan
gelegen {adj} değerli
gelegen {adj} elverişli
gelegen {adj} konumlu
gelegen {adj} münasip
gelegen {adj} uygun
gelegen {adj} yakın olan
gelegen {adj} yerinde
gelegen {adj} önemli
gelegen kommen {v} uygun gelmek
die Gelegenheit {sub} {f} fırsat
die Gelegenheit {sub} {f} olanak
die Gelegenheit {sub} {f} sıra
die Gelegenheit {sub} {f} tesadüf
die Gelegenheit {sub} {f} vesile
die Gelegenheit {sub} {f} şans
Gelegenheit, jemandem zu danken {sub} {f} birine teşekkür etmek için fırsat
Gelegenheit abpassen {v} fırsatını kollamak
Gelegenheit abpassen {v} uygun zamanı kollamak
Gelegenheit aufzusteigen {sub} {f} yükselmek için fırsat
Gelegenheit beim Schopf packen {v} fırsattan istifade etmek
Gelegenheit beim Schopfe fassen {v} fırsattan istifade etmek
Gelegenheit bieten {v} fırsat vermek
Gelegenheit bieten {v} fırsat sunmak
Gelegenheiten bieten {v} fırsatlar vermek
Gelegenheiten bieten {v} fırsatlar sunmak
Gelegenheit bietet sich {sub} {f} fırsat var
Gelegenheit ergreifen {v} fırsattan yararlanmak
Gelegenheit ergreifen {v} fırsatı değerlendirmek
Gelegenheit geben {v} fırsat vermek
Gelegenheit Geld zu verdienen {sub} {f} para kazanmak için fırsat
Gelegenheit herauszufinden {sub} {f} olanak bulmak
Gelegenheit jemanden zu treffen {sub} {f} birine rastlama fırsatı
Gelegenheit macht Diebe {sub} {f} [Man sollte niemanden in Versuchung führen, etwas zu klauen] birine çalma fırsatı vermemek gerekir
Gelegenheit nutzen {v} fırsattan yararlanmak
Gelegenheit nützen {v} fırsattan istifade etmek
Gelegenheit sich jemandem anzuschließen {sub} {f} birine katılma fırsatı
Gelegenheit verpassen {v} fırsatı kaçırmak
Gelegenheit versäumen {v} fırsatı kaçırmak
Gelegenheit zu sehen {sub} {f} görme fırsatı
Gelegenheit zu siegen {sub} {f} kazanma fırsatı
Gelegenheit zu sprechen {sub} {f} konuşma fırsatı
Gelegenheit zum Aufstieg {sub} {f} yükselme fırsatı
Gelegenheit zum Lachen {sub} {f} gülme fırsatı
Gelegenheit zur Beobachtung {sub} {f} gözleme fırsatı
Gelegenheit zur Stellungnahme {sub} {f} fikrini söyleme fırsatı
die Gelegenheiten {sub} {pl} fırsatlar
die Gelegenheiten {sub} {pl} elverişlilikler
Gelegenheiten bieten {v} fırsat vermek
der Gelegenheitsanfall {sub} {m} rastlantısal nöbet
die Deckenvorgelege {sub} {f} üst karşı mil tertibatı
die Doppelzahnradvorgelege {sub} {f} çift dişli çark takımı
das Eigelege {sub} {n} [Insekten] yumurta bırakma yeri
das Rädervorgelege {sub} {n} dişli çark avarası
das Rädervorgelege {sub} {n} dönüş azaltıcı dişli
das Schneckenradvorgelege {sub} {n} helozoni dişli transmisyon
das Vogelgelege {sub} {n} kuş yatğı
die Vogelgelege {sub} {pl} kuş yatakları
die Vorgelege {sub} {f} ara mili
die Vorgelege {sub} {f} avara takımı
die Vorgelege {sub} {f} mutavassıt mil
die Vorgelege {sub} {f} orta mil
das Vorgelege {sub} {n} ara mili
das Vorgelege {sub} {n} orta mil
das Zahnradvorgelege {sub} {n} dişli kutusu
das Zahnradvorgelege {sub} {n} mekanik transmisyon
0.003s