abbringen
{v}
[vom Thema: brachte ab, hat abgebracht]
|
konudan uzaklaştırmak
|
|
die
Abfrageschaltung
{sub}
{f}
|
konuşma devresi
|
|
die
Abfragesequenz
{sub}
{f}
|
konuşma sıralaması
|
|
das
Abfragesignal
{sub}
{n}
|
konuşma sinyali
|
|
die
Abfragespannung
{sub}
{f}
|
konuşma gerilimi
|
|
die
Abfragesprache
{sub}
{f}
|
konuşma lisanı
|
|
die
Abfragestation
{sub}
{f}
|
konuşma istasyonu
|
|
die
Abfragestelle
{sub}
{f}
|
konuşma noktası
|
|
das
Abfragesystem
{sub}
{n}
|
konuşma sistemi
|
|
der
Abfragetakt
{sub}
{m}
|
konuşma aralığı düzeni
|
|
die
Abfragetaste
{sub}
{f}
|
konuşma düğmesi
|
|
der
Abfrageteil
{sub}
{m}
|
konuşma cihazı
|
|
der
Abfrageterminal
{sub}
{m}
|
konuşma terminali
|
|
die
Abfrageverarbeitung
{sub}
{f}
|
konuşma işlemi
|
|
die
Abfrageverzögerung
{sub}
{f}
|
konuşma gecikimi
|
|
die
Abfragevorrichtung
{sub}
{f}
|
konuşma düzeni
|
|
das
Abfragezeichen
{sub}
{n}
|
konuşma işareti
|
|
der
Abfragezyklus
{sub}
{m}
|
konuşma deviri
|
|
abgehen
{v}
[vom Thema: ging ab, ist abgegangen]
|
konunun dışına çıkmak
|
|
abgeschweift
|
konu dışına çıkmış
|
|
abkommen
{v}
[vom Thema]
|
konudan ayrılmak
|
|
ablenken
{v}
[vom Thema: lenkte ab, hat abgelenkt]
|
konuyu değiştirmek
|
|
abschalten
{v}
[allgemein]
|
konuyu bırakıp başka bir şeye konsantre olmak
|
|
abschweifen
{v}
[schweifte ab, ist abgeschweift]
|
konu dışına çıkmak
|
|
abschweifen
{v}
[vom Thema abweichen: schweifte ab, ist abgeschweift]
|
konudan uzaklaşmak
|
|
abschweifend
{adj}
|
konudan ayrılan
|
|
abschweifendes Denken
{sub}
{n}
|
konudan uzan düşünce
|
|
die
Abschweifung
{sub}
{f}
|
konu dışına çıkma
|
|
die
Abstimmungsglocke
{sub}
{f}
[Unterhaus]
|
konuşmaya başlama zili
|
|
abundant
|
konuşmayı yineleme
|
|
abzuhalten
|
konuşma yapılması gerekli
|
|
ad rem
|
konuya dair
|
|
die
Alalie
{sub}
{f}
|
konuşma bozukluğu
|
|
die
Alalie
{sub}
{f}
|
konuşma yeteneğinden yoksunluk
|
|
als du sprachst
|
konuştuğun zaman
|
|
als Sprecher tätig sein
{v}
|
konuşmacı olarak görev yapmak
|
|
als thema Tabu sein
{v}
|
konu olarak tabu olmak
|
|
am Anfang seiner Rede
|
konuşmasının başında
|
|
amnestische Aphasie
{sub}
{f}
|
konuşmayı unutmaktan ötürü konuşamama
|
|
anbringen
{v}
[brachte an, hat angebracht]
|
konu açmak
|
|
die
Angelegenheiten
{sub}
{pl}
|
konular
|
|
angeschnitten
[Thema]
|
konuya değinme
|
|
anknüpfen
{v}
[knüpfte an, hat angeknüpft]
|
konuşmaya başlamak
|
|
die
Anlegung
{sub}
{f}
|
konulma
|
|
anpeilend
{adj}
|
konum belirleyen
|
|
der
Anrufaufzeichner
{sub}
{m}
[Telefon]
|
konuşma kaydedici
|
|
die
Anrufzeit
{sub}
{f}
|
konuşma süresi
|
|
der
Ansager
{sub}
{m}
|
konuşmacı
|
|
anschneiden
{v}
[Thema]
|
konuyu açmak
|
|
anschneidend
{adj}
[Thema]
|
konuyu açan
|
|
Ansprache halten
{v}
|
konuşma yapmak
|
|
der
Absprungbalken
{sub}
{m}
|
atlama balkonu
|
|
der
Absprungturm
{sub}
{m}
|
atlama balkonu
|
|
aktuelles Thema
{sub}
{n}
|
güncel konu
|
|
auswendig zu lernender Stoff
{v}
|
ezbere öğrenilmesi gereken konu
|
|
das
Brandthema
{sub}
{n}
{ugs.}
|
acil konu
|
|
das ist ein Kapitel für sich
|
bu ayrıcalı bir konu
|
|
dringliche Angelegenheit
{sub}
{f}
|
acil konu
|
|
die
Ehesache
{sub}
{f}
|
evlilikle ilgili yasal konu
|
|
ein anderes Paar Schuhe
{ugs.}
|
başka bir konu
|
|
ein heißes Eisen
|
çok hassas bir konu
|
|
ein langes und breites
|
eni konu
|
|
eine Lektion in Englisch
|
ingilizcede bir konu
|
|
eine Sache zwischen uns beiden
|
ikimizin arasında bir konu
|
|
einziges Thema
{sub}
{n}
|
tek konu
|
|
ernsthafte Angelegenheit
{sub}
{f}
|
ciddi konu
|
|
gehörig
{adv}
|
enikonu
|
|
die
Hauptangelegenheit
{sub}
{f}
|
ana konu
|
|
die
Haupthandlung
{sub}
{f}
|
esas konu
|
|
die
Hauptsache
{sub}
{f}
|
asıl konu
|
|
die
Hauptsache
{sub}
{f}
|
esas konu
|
|
das
Hauptthema
{sub}
{n}
|
ana konu
|
|
heikles Thema
{sub}
{n}
|
tatsız konu
|
|
intime Sache
{sub}
{f}
|
gizli konu
|
|
ist ein Kapitel für sich
[das~]
|
bu hususi bir konu
|
|
kontrastierendes Thema
{sub}
{n}
|
tezatlık gösteren konu
|
|
kurzes Thema
{sub}
{n}
|
kısa konu
|
|