Keine direkten Treffer gefunden für: hatt

Deutsch Türkisch

52 indirekte Treffer gefunden für: hatt

Deutsch Türkisch
der Absorptionskoeffizient {sub} {m} hatti emme faktörü
am Apparat bleiben {v} [am Telefon] hattan ayrılmamak
am Apparat bleiben {v} [am Telefon] hatta kalmak
auf der Leitung stehen hatta durmak
aus der Leitung fliegen {v} hattan düşmek
die Auslängerung {sub} {f} hattâ genleşme
die Ausweichung {sub} {f} hattı genleşme
die Bahnbreite {sub} {f} hattın genişliği
bis jetzt sogar hatta şimdiye kadar
die Dehnung {sub} {f} hattı genleşme
die Dehnungsgeschwindigkeit {sub} {f} hatti genleşme hızı
die Leitung haben [Telefonleitung] hattı olmak
gar [sogar] hatta
geradheit einer Linie {sub} {f} hattın doğruluğu
geradlinig {adj} hatti
geradlinig {adj} hatti düz çizgi
die Gleisblockage {sub} {f} hattı kapama
hatte {v} [er, sie, es~] (o) sahipti
hatte {v} [er, sie, es~] (onun) vardı
hatte {v} [ich~] (ben) sahiptim
hatte {v} [ich~] (benim) vardı
hatte {v} [ist eine Nebenform zu haben: ich~] benim vardı
hatte Bedenken [ich~] endişelerim vardı
hatte Bedenken [er, sie, es~] endişeleri vardı
hatte eine falsche Größe [es~] yanlış bedeni vardı
hatte nicht [er, sie, es~] (onun) yoktu
hatte nicht [ich~] (benim) yoktu
hatten [sie~] (onların) vardı
hatten ein leichtes Spiel [er, sie, es~] işi kolaydı
Hatten Sie blutigen Stuhl? Dışkınızda kan var mıydı?
Hatten Sie Magengeschwüre? Mide ülseri geçirdiniz mi?
Hatten Sie Probleme mit Lunge? Akciğer rahatsızlığı geçirdiniz mi?
Hatten Sie schon einmal eine Leberentzündung? Karaciğer iltihabı geçirdiniz mi?
Hatten Sie schon einmal einen Herzinfarkt? Kalp krizi geçirdiniz mi hiç?
Hatten Sie schon einmal Gallensteine? Safra taşınız oldu mu?
Hatten Sie schon einmal Gelbsucht? Sarılık geçirdiniz mi?
Hatten Sie schon Geburten? Doğum yaptınızmı?
Hatten Sie schon Probleme mit dem Herzen? Hiç kalp rahatsızlığı geçirdiniz mi?
hattest [du~] senin vardı
hattet [ihr~] sizin vardı
der Hattrick {sub} {m} [Fußball] arka arkaya aynı oyuncunun üç gol atması
der Hattrick {sub} {m} arka arkaya aynı takımın üç kere şampiyon olması
hätte [ist eine Nebenform zu haben] ...mem gerekirdi
hätte [ist eine Nebenform zu haben] ...meliydim
hätte es ihn nicht gegeben o olmasaydı
hätte ich große Schwierigkeiten büyük zorluklarım olurdu
hätte ich mir eigentlich denken können [das~] bunu düşünüp tahmin etmeliydim
hätte ich mir nicht träumen lassen rüyamda görsem gerçeğe yormazdım
hätte vorhersehen müssen bunu önceden görmeliydim
hätten [sie~] onların vardı
Hätten Sie die Güte zu kommen? gelmek iyiliğini gösterir misiniz?
unterirdische Kabelbahn {sub} {f} yeraltı kablo hatt
0.004s