hatten ein leichtes Spiel
[er, sie, es~]
|
işi kolaydı
|
|
Hatten Sie blutigen Stuhl?
|
Dışkınızda kan var mıydı?
|
|
Hatten Sie Magengeschwüre?
|
Mide ülseri geçirdiniz mi?
|
|
Hatten Sie Probleme mit Lunge?
|
Akciğer rahatsızlığı geçirdiniz mi?
|
|
Hatten Sie schon einmal eine Leberentzündung?
|
Karaciğer iltihabı geçirdiniz mi?
|
|
Hatten Sie schon einmal einen Herzinfarkt?
|
Kalp krizi geçirdiniz mi hiç?
|
|
Hatten Sie schon einmal Gallensteine?
|
Safra taşınız oldu mu?
|
|
Hatten Sie schon einmal Gelbsucht?
|
Sarılık geçirdiniz mi?
|
|
Hatten Sie schon Geburten?
|
Doğum yaptınızmı?
|
|
Hatten Sie schon Probleme mit dem Herzen?
|
Hiç kalp rahatsızlığı geçirdiniz mi?
|
|
Hätten Sie die Güte zu kommen?
|
gelmek iyiliğini gösterir misiniz?
|
|
abschatten
{v}
[Fotographie]
|
degradasyon yapmak
|
|
abschatten
{v}
|
gölgelemek
|
|
als sie finanzielle Probleme hatten
|
finans problemleriniz olduğunda
|
|
die
Augenschatten
{sub}
{pl}
|
gözaltmdaki morluklar
|
|
der
Bartschatten
{sub}
{m}
|
kirli sakal (bir günlük)
|
|
der
Bartschatten
{sub}
{m}
|
bir günlük sakal
|
|
der
Bartschatten
{sub}
{m}
|
sabah kesilmesine rağmen günün sonuna doğru yeniden uzayan sakal
|
|
der
Baumschatten
{sub}
{m}
|
ağaç gölgesi
|
|
beschatten
{v}
[beschattete, habe beschattet]
|
gölgelendirmek
|
|
beschatten
{v}
[beschattete, habe beschattet]
|
gözetlemek
|
|
beschatten
{v}
[beschattete, habe beschattet]
|
takip etmek
|
|
beschatten
{v}
[figürlich]
|
adım adım takip etmek
|
|
beschatten
{v}
[figürlich]
|
takip etmek
|
|
Bittersüsser Nachtschatten
{sub}
{f}
[Solanum dulcamara]
|
Sofur, Yabancı Yasemini
|
|
bittersüßer Nachtschatten
{sub}
{m}
|
kırmızı köpek üzümü
|
|
bittersüßer Nachtschatten
{sub}
{m}
|
sofur
|
|
bittersüßer Nachtschatten
{sub}
{m}
|
yaban asması
|
|
bittersüßer Nachtschatten
{sub}
{m}
|
yaban yasemini
|
|
Brustfruchtiger Bittersüsser Nachtschatten
{sub}
{m}
[Solanum mammosum]
|
Sofur (Meyveli)
|
|
Buch der Schatten
{sub}
{n}
|
gölgeler kitabı
|
|
chatten
{v}
{ugs.}
|
söyleşmek
|
|
chatten
{v}
|
chat yapmak
|
|
chatten
{v}
|
sohbet etmek
|
|
der
Creme-Lidschatten
{sub}
{m}
|
krem far
|
|
die Straße beschatten
{v}
|
yolu gözlemek
|
|
der
Erdschatten
{sub}
{m}
|
Dünya’nın Ay yüzeyine düşen gölgesi
|
|