5 direkte Treffer gefunden für: Ross


70 indirekte Treffer gefunden für: Ross

Deutsch Türkisch
die Rossameise {sub} {f} siyah renkli iri karınca
der Rossapfel {sub} {m} beygir gübresi
die Rossbreiten {sub} {pl} [Verkehr] Ekvador'un kuzey ve güneyinde 25 ve 40 derece enlemleri arasında kalan bölgeler
die Rosse {sub} {pl} beygirler
die Rosse {sub} {pl} [edle Pderde] değerli atlar
rossen {v} [die Stute rosst] kızgın olmak
das Rosshaar {sub} {n} at kılı
das Rosshaargewebe {sub} {n} at kılı dokuma
der Rosshaarkämmer {sub} {m} at kılı tarağı
der Rosshaarspinner {sub} {m} at kılı iplikçiliği
die Rosshaarspinnerei {sub} {f} at kılı bükme makinesi
die Rosshaarspinnereimaschine {sub} {f} at kılı iplik makinesi
der Rosshaarteppich {sub} {m} at kılı halı
Rosshare gesponnen örülmüş veya eğrilmiş at kılları
rossig {adj} kızışmış at
rossig sein {v} kızışmış olmak
der Rosskamm {sub} {m} at cambazı
der Rosskamm {sub} {m} kaşağı
die Rosskastanie {sub} {f} [Aesculus hippocatanum] Atkestanesi, Acı Kestane, Yabani Kestane
die Rosskastanie {sub} {f} [Baum] kestane ağacı
die Rosskastanie {sub} {f} [Frucht] kestane
die Rosskastanie {sub} {f} at kestanesi
die Rosskastanie {sub} {f} Hint kestanesi
Rosskastanie (Gelbe~) {sub} {f} [Aesculus octandra] atkestanesi (Sarı)
das Rosskastanienöl {sub} {n} at kestanesi yağı
die Rosskur {sub} {f} [Med.: ugs.] yoğun ve yorucu tedavi
der Rosslattich {sub} {m} öksürük otu
der Rosslattich {sub} {m} öksürükotu
das Rossleder {sub} {n} at derisi
die Rossminze {sub} {f} bot. yabani nane
die Rossminze {sub} {f} bot. uzun yapraklı nane
die Rosspappel {sub} {f} [Volksname] yabani ebegümeci
der Rossschlachter {sub} {m} at kasabı
die Rossschlächter {sub} {pl} at kasapları
die Rossschlächterei {sub} {f} at kasaphanesi
der Rossschwanz {sub} {m} [Frisur: schweiz.] at kuyruğu
Ross und Reiter nennen {v} [Sagen, wer Schuld an etwas ist] kimin suçlu olduğunu söylemek
der Rossturako {sub} {m} [Musophaga rossae: gehört zu den Schildturakos] kırmızı kafalı siyah kuş türü
der Rosstäuscher {sub} {m} {ugs.} [abwertend] dolandırıcı
das Rosshaar {sub} {n} beygir kılı
das Rösschen {sub} {n} küçük beygir
das Rössel {sub} {n} [landsch.: Reszel] Polonya`ın kuzeyinde küçük bir şehir
der Rösselsprung {sub} {m} santranç oyununda bir kavram
das Rösslein {sub} {n} [veralt.] sıpa
(er, sie, es) ist groß uzun boyludur
abnormal groß {adj} anormal büyük
der Achselspross {sub} {m} yaprak omuzu filizi
Allah ist groß Allah büyüktür
Allah ist unvergleichlich groß allahuekber
alle gleich groß hepsi aynı büyüklükte
alle verschieden groß hepsi ayrı büyüklükte
allzugroß {adj} çok büyük
am Schmelzpunkt ist die Wachstumsgeschwindigkeit wahrscheinlich groß ergime noktasında süphesiz gelişme hızı büyük olur
Anfangsbuchstaben Groß {sub} {pl} baş harfler büyük
auf dem hohen Ross yüksek rütbeli
auf dem hohen Ross yüksek seviyede
der Augspross {sub} {m} geyiğin en alt boynuzu
außergewöhnlich groß olağanüstü büyük
äußerst groß bayağı büyük
besonders groß oldukça büyük
das Cross {sub} {n} kros
das Cross {sub} {n} kros işareti (+)
das Dampfross {sub} {n} [veraltend, scherzh.: Dampflokomotive] buharlı lokomotif
das ist für ihn ein paar Nummern zu groß bu onun boyunu aşar
das Dichterross {sub} {n} mitolojide kanatlı at
das Dichterross {sub} {n} pegas
ebenso groß aynı büyüklükte
echter Spross {sub} {m} [Redewendung] babasının oğlu
echter Spross {sub} {m} [Redewendung] hık demiş burnundan düşmüş
der Eisspross {sub} {m} kırmızı geyikte boynuz ucu
0.004s