2 direkte Treffer gefunden für: hohen

Deutsch Türkisch
die Höhen {sub} {pl} yükseklikler
die Höhen {sub} {pl} tepeler

77 indirekte Treffer gefunden für: hohen

Deutsch Türkisch
hohen Ansprüchen genügen {v} yüksek taleplere yeterli olmak
hohen Ertrag abwerfend yüksek verim veren
hohen Erwartungen gerecht werden {v} yüksek taleplere cevap vermek
hohen Standard ansetzen {v} yüksek standartlar koymak
Höhen und Tiefen yükseklik ve alçaklıklar
Höhen und Tiefen des Marktes {sub} {pl} pazarın iniş çıkışları
höhenabhängige Regelung {sub} {f} yüksekliğe bağlı ayarlama
die Höhenabmessung {sub} {f} yükseklik ölçmesi
der Höhenabstand {sub} {m} yükseklik mesafesi
die Höhenabweichung {sub} {f} yükseklik sapması
die Höhenabweichung {sub} {f} yüksekliğine inhiraf
die Höhenangabe {sub} {f} yükseklik verisi
die Höhenangst {sub} {f} yükseklik korkusu
die Höhenanmessung {sub} {f} yükseklik ölçüsü
die Höhenanpassung {sub} {f} yükseklik uyarlaması
der Höhenanzeiger {sub} {m} seviye göstergesi
der Höhenausgleich {sub} {m} yükseklik dengeleme
der Höhenbereich {sub} {m} yükseklik kısmı
die Höhenbestimmung {sub} {f} yükseklik tayini
die Höhenbezugsfläche {sub} {f} yükseklik mukayese yüzeyi
Höhenbreitenindex des Gesichts {sub} {m} yüzün yükseklik-genişlik endeksi
die Höhendiagnostik {sub} {f} yükseklik tanısı
die Höhendifferenz {sub} {f} yükseklik farkı
die Höheneinheit {sub} {f} yükseklik birimi
der Höheneinsatz {sub} {m} yükseklik faaliyeti
die Höheneinstellung {sub} {f} yükseklik ayarı
die Höheneinwirkung {sub} {f} yükseklik etkisi
der Höhenexponent {sub} {m} yükseklik katsayısı
der Höhenfestpunkt {sub} {m} yükseklik sabit noktası
der Höhenfeststeller {sub} {m} yükseklik tespit edici
das Höhenfeuer {sub} {n} yüksekte yangın
der Höhenflieger {sub} {m} yüksekten uçan
die Höhenflosse {sub} {f} stabilizati
die Höhenflosse {sub} {f} uçakta denge kanadı
die Höhenflossentrimmung {sub} {f} uçakta denge kanadı ayarlaması
der Höhenflug {sub} {m} yüksekten uçuş
der Höhenfluganzug {sub} {m} yüksekten uçuş elbisesi
der Höhenflughubschrauber {sub} {m} yüksekten uçuş helikopteri
die Höhenforschungsrakete {sub} {f} yüksekte araştırma roketi
höhenfrei [niveaufreie Straßenkreuzung] bir köprü ve bir tünelden meydana gelen kavşak
die Höhenfreiheit {sub} {f} kavşakta (köprü ve tünel dolayısıyla) seviye farklılığı
der Höhenförderer {sub} {m} yükseğe sevk edici
das Höhengelände {sub} {n} dağlık arazi
das Höhengelände {sub} {n} engebeli arazi
höhengleich [Straßenkreuzung] aynı seviyede kavşak
höhengleicher Bahnübergang {sub} {m} aynı seviyede tren yolu kavşağı
das Höhenklima {sub} {n} yükseklik iklimi
die Höhenkontrolle {sub} {f} yükseklik kontrolu
der Höhenkonzept {sub} {m} yükseklik tasarımı
die Höhenkorrektur {sub} {f} yükseklik ayarı
der Höhenkorrekturdruck {sub} {m} yükseklik ayarı basıncı
Aktienkapital erhöhen hissedarlar sermayesini arttırmak
alpine Höhen {sub} {pl} alp yükseklikleri
die Anhöhen {sub} {pl} tepeler
aufhöhen {v} canlı renklerle belirtmek
aufhöhen {v} yukarı kaldırmak
aufhöhen {v} yükseltmek
aufhöhen {v} öne çıkarmak
die Auflagenhöhen {sub} {pl} baskı sayıları
Ausgaben erhöhen harcamaları artırmak
die Bodenhöhen {sub} {pl} seviye yükseklikleri
das Kapital erhöhen {v} sermayeyi çoğaltmak
das Limit erhöhen çıtayı yükseltmek
das Risiko erhöhen {v} riski artırmak
das Tempo erhöhen hızı artırmak
das Verlangen erhöhen arzuyu çoğaltmak
das wird unsere Umsätze erhöhen bu ciroları artıracak
den Beitrag erhöhen aidatı yükseltmek
den Einsatz erhöhen {v} yükseğe oynamak
den Gewinn erhöhen kazancı yükseltmek
den Kampfgeist erhöhen {v} mücadele ruhunu artırmak
den Preis erhöhen {v} fiyatını yükseltmek
den Standard erhöhen {v} standardı yükseltmek
den Wert einer Aktie erhöhen {v} hisse senedinin değerini artırmak
den Wert einer Aktie erhöhen {v} hisse senedinin değerini yükseltmek
den Wert erhöhen {v} değerini yükseltmek
die Geschwindigkeit erhöhen hızı çoğaltmak
0.004s