4 direkte Treffer gefunden für: yelkenli


67 indirekte Treffer gefunden für: yelkenli

Deutsch Türkisch
abgesegelt yelkenli ile açılmış
abgesegelter yelkenli ile açılan
absegeln {v} [segelte ab, hat abgesegelt] yelkenli ile açılıp gitmek
das Achterliek {sub} {n} yelkenlinin arka kenarı
die Achterliekskrümmung {sub} {f} yelkenlinin arka kenarı kavisi
der Adlerkolibri {sub} {m} yelkenli şeklinde kuş
anbrassen {v} [die Rahen in Längsrichtung bringen] yelkenli seren direğini yatay hale getirmek
ansegeln {v} yelkenli ile yanaşmak
das Besantop {sub} {n} [Schiffssegel] yelkenli gemi
der Besantoppsegel {sub} {m} yelkenli gemi yelkeni
besegeln {v} yelkenli ile gitmek
die Besegelung {sub} {f} yelkenli ile gitme
das Brassen {sub} {n} [Segeln] yelkenlide yatay direği harekete geçirme halatına bağlanır
das Segel laufen lassen yelkenliyi harekete geçirmek
die Dau {sub} {f} [arabisches Segelschiff] yelkenli arap gemisi
der Duck {sub} {m} [Segeltuch] yelkenli bezi
durchsegeln {v} yelkenli gemiyle seyahate çıkmak
durchsegeln {v} yelkenliyle gezmek
durchsegelnd {adj} yelkenliyle gezen
durchsegelt [er, sie, es~] yelkenliyle geziyor
durchsegelte [er, sie, es~] yelkenliyle gezmişti
die Eisjacht {sub} {f} yelkenli kızakla buz üzerinde kayma
der Eisschlitten {sub} {m} yelkenli kızakla buz üzerinde kayma
das Eissegeln {sub} {n} [Sport] yelkenli kızakla buz üzerinde kayma sporu
die Erdumsegelung {sub} {f} yelkenli gemi ile Dünya çevresini dolaşma
der Erdumsegler {sub} {m} yelkenli ile dünya turu yapan
das Flappen {sub} {n} [nordd.] yelkenlinin rüzgârda hareket etmesi
fortsegeln {v} yelkenli ile gitmek
der Gaffelklau {sub} {m} yelkenli gemi direği ile ile yanındaki çubuk arasındaki bağlantı
die Gaffeltakelung {sub} {f} yelkenlide giz donanımı
das Garn {sub} {n} yelkenli bezini örmeğe yarayan sert iplik
gesegelt [er, sie, es ist~] yelkenli ile gitti
herausangeln {v} yelkenli ile açılmak
die Kogg {sub} {f} [Verkehr] yelkenli gemi
die Kogge {sub} {pl} [Verkehr] yelkenli gemiler
das Lavieren {sub} {n} [Marine] yelkenlinin rüzgar nedeniyle yön değiştirmesi
platt vor dem Wind [segeln mit dem Wind genau von achtern] yelkenli arkasından gelen rüzgâr ile yol alma
die Rahe {sub} {f} [Verkehr] yelkenli seren direği
die Regatta {sub} {f} yelkenli yarışı
das Schiertuch {sub} {n} yelkenli bezi
das Segelboot {sub} {n} yelkenli gemi
der Segelhafen {sub} {m} yelkenli limanı
die Segeljacht {sub} {f} [Verkehr] yelkenli yat
der Segelkreuzer {sub} {m} yelkenli savaş gemisi
die Segelkreuzfahrt {sub} {f} yelkenli deniz gezisi
der Segelkurs {sub} {m} yelkenli kursu
die Segellatte {sub} {f} yelkenli direği
das Segeln {sub} {n} yelkenliyle gitme
segeln {v} [segelte, hat gesegelt] yelkenli ile gitmek
segeln {v} [segelte, hat gesegelt] yelkenliyle gitmek
die Segelregatta {sub} {f} yelkenli yarışı
das Ballonsegel {sub} {n} balonlu yelkenli
das Besansegel {sub} {n} en az üç direkli boyuna yelkenli
die Brigantine {sub} {f} küçük yelkenli
die Brigg {sub} {f} iki direkli küçük yelkenli
Dreimastig {adv} üç yelkenli
das Eissegelboot {sub} {n} buz için yelkenli
die Fleute {sub} {f} (eskiden) üç direkli yelkenli
die Flüte {sub} {f} (eskiden) üç direkli yelkenli
das Großsegel {sub} {n} büyük yelkenli
der Klipper {sub} {m} [schnelles Segelschiff] hızlı yelkenli
der Klipper {sub} {m} [Verkehr] hızlı yelkenli
das Klipperschiff {sub} {n} hızlı yelkenli
der Kutter {sub} {m} [Verkehr] ince gövdeli yelkenli
der Schoner {sub} {m} [Verkehr] çok direkli yelkenli
die Tjalk {sub} {f} [Verkehr] küçük ve tek direkli yelkenli
der Viermaster {sub} {m} [Verkehr] dört direkli yelkenli
0.005s