16 direkte Treffer gefunden für: wunder


76 indirekte Treffer gefunden für: wunder

Deutsch Türkisch
Wunder bewirken {v} mucize yaratmak
Wunder der Natur {sub} {pl} tabiat harikaları
wunder Punkt {sub} {m} [figürlich] bamteli
wunder Punkt {sub} {m} [stärker] can alacak nokta
wunder Punkt {sub} {m} bamteli
Wunder vollbringen {v} harikalar yaratmak
Wunder wirken {v} olağanüstü etkisi olmak
der Wunderarzt {sub} {m} harika doktor
wunderbar {adj} [erstaunlich] şaşılacak
wunderbar {adj} [herrlich] enfes
wunderbar {adj} [herrlich] harika
wunderbar {adj} [übernatürlich] doğaüstü
wunderbar {adj} eşi benzeri olmayan
wunderbar {adj} eşsiz
wunderbar {adj} harikulade
wunderbar {adj} hayret verici
wunderbar {adj} mucizevi
wunderbar {adj} müthiş
wunderbar {adj} olağanüstü
wunderbar {adj} yahşi
wunderbar {adj} çok güzel
wunderbar {adj} şaheser
wunderbar wirken {v} harikulade etki yapmak
Wunderbar! Harika!
wunderbare Beispiele {sub} {pl} harika örnekler
wunderbare Beziehung {sub} {f} harikulade ilişki
wunderbare Erfahrung {sub} {f} eşsiz tecrübe
wunderbare Gelegenheit {sub} {f} eşsiz olanak
wunderbare Idee {sub} {f} harika fikir
wunderbare Jahre {sub} {pl} çok güzel yıllar
wunderbare Leistung {sub} {f} haikulade verim
wunderbare Stadt {sub} {f} şaheser şehir
wunderbare Wirkung {sub} {f} mucizevi etki
wunderbarer {adj} daha harikulade
wunderbarer Glücksfall {sub} {m} harikulade şanslı olay
wunderbarer Ort {sub} {m} harika yer
wunderbarerweise {adv} mucize gibi
wunderbarerweise {adv} mucizevi bir şekilde
wunderbares Abenteuer {sub} {n} mucizevi macera
wunderbares Etwas {sub} {n} harika şey
wunderbares Fest {sub} {n} enfes eğlence
wunderbares Jahr {sub} {n} harika yıl
wunderbares Licht {sub} {n} harika ışık
wunderbarste {adj} en harikulade
der Wunderbaum {sub} {m} [Pflanze] genegerçekotu
der Wunderbaum {sub} {m} [Pflanze] hintyağı
der Wunderbaum {sub} {m} [Pflanze] hintyağı ağacı
der Wunderbaum {sub} {m} [Pflanze] hırva
der Wunderbaum {sub} {m} [Pflanze] kene gerçek otu
der Wunderbaum {sub} {m} [Pflanze] kene otu
der Wunderbaum {sub} {m} [Pflanze] keneotu
das Busenwunder {sub} {n} iri göğüslü
das ist ein Wunder bu bir mucize
das ist kein Wunder bunda şaşılacak bir şey yok
die sieben Weltwunder yedi dünya harikası
durch ein Wunder bir mucize ile
Er erlebte sein blaues Wunder bir şaşkınlık yaşamıştı
er vollbrachte Wunder mucizeler yaratmıştı
das Ingenieurwunder {sub} {n} mühendislik harikası
kein Wunder sürpriz değil
kein Wunder benim için sürpriz değil!
kein Wunder şaşırmadım!
das Naturwunder {sub} {n} doğa harikası
das Naturwunder {sub} {n} doğa mucizesi
das Naturwunder {sub} {n} tabiat harikası
sieben Weltwunder dünyanın yedi harikası
wahres Wunder {sub} {n} gerçek mucize
das Weltwunder {sub} {n} dünya harikasi
das Weltwunder {sub} {n} dünya harikası
wie durch ein Wunder micize gibi
der Wirtschaftswunder {sub} {m} ekonomide görülen sürekli büyüme
das Wirtschaftswunder {sub} {n} [historisch] şaşılacak iktisadi yükselme
das Wirtschaftswunder {sub} {n} ekonomi alanında görülen mucize
das Wirtschaftswunder {sub} {n} ekonomi mucizesi
das Wirtschaftswunder {sub} {n} ekonomik mucize
die Wirtschaftswunder {sub} {pl} ekonomik mucizeler
0.005s