21 direkte Treffer gefunden für: soğuk


77 indirekte Treffer gefunden für: soğuk

Deutsch Türkisch
abfrieren {v} [frierte ab, hat abgefriert] soğuktan donmak
abweisendes Benehmen soğuk tavır
affektlos soğukkanlı
die Affektlosigkeit {sub} {f} soğukkanlılık
der Affektmensch {sub} {m} soğukkanlı insan
die Affektreaktion {sub} {f} soğukkanlı davranış
am kalten Ende soğuk ucunda
Anfahren aus dem kalten Zustand {sub} {n} soğuk iken hareket etme
das Anstauchschweißen {sub} {n} soğuk basınçlı kalafat kaynağı
anströmende Kaltluft {sub} {f} soğuk hava akışı
die Antipathie {sub} {f} soğukluk duygusu
auf Grund des kalten Wetters soğuk hava nedeniyle
der Aufschnitt {sub} {m} [kalter ~] soğuk et dilimleri
aus der Kälte hereinbringen {v} soğuktan içeri almak
Baden Sie mit kaltem Wasser {sub} {n} soğuk suda yıkanma
Bandstahl, kalt gewalzter - {sub} {m} soğuk haddelenmiş yaprak çelik
das Beigericht {sub} {n} soğuk yiyecek
die Besonnenheit {sub} {f} soğukkanlılık
die Büfettdame {sub} {f} soğuk büfe hazırlayan bayan
cool {adj} soğukkanlı
der Cooler {sub} {m} {ugs.} soğukkkanlı olan
cooler Typ {sub} {m} soğukkanlı olan kişi
deglacieren {v} [Kochkunst] soğuk sıvı katmak
dem Tod gefasst entgegentreten {v} soğukkanlı ölüme karşı durmak
das Dessert {sub} {n} soğukluk
diese Kälte geht einem durch Mark und Bein soğuk insanın iliklerine işliyor
der Durchzug {sub} {m} [eine Kaltfront] soğuk hava akımı
ein kaltes Bad nehmen {v} soğuk bir banyo yapmak
ein kühles Blondes {ugs.} soğuk bir bira
eine frostige Begrüßung soğuk bir selamlama
eine kalte Dusche nehmen soğuk bir duş almak
eine kalte Person soğuk bir insan
eisiges Schweigen {sub} {n} soğuk suskunluk
das Eiskalorimeter {sub} {n} soğuk kalorimetre
eiskalte Ruhe {sub} {f} soğuk sessizlik
eiskalter Blick {sub} {m} soğuk bakış
der Eistee {sub} {m} soğuk çay
die Erdbeerkaltschale {sub} {f} soğuk çilek tabağı
erfrieren {v} soğuktan donmak
erfrieren {v} soğuktan ölmek
erfrierend {adj} soğuktan donan
erfriert [er, sie, es~] soğuktan donuyor
die Erfrischung {sub} {f} [Getränk] soğuk içecek
die Erfrischung {sub} {f} [Getränk] soğuk içki
das Erfrischungsgetränk {sub} {n} soğuk içecek
erkälten {v} [sich ~] soğuk almak
erkältet {adj} soğuk almış
erkältetes Kind {sub} {n} soğuk alan çocuk
die Erkältung {sub} {f} soğuk algınlığı
die Erkältung {sub} {f} soğuk alma
die Erkältung {sub} {f} soğuklama
10 Grad Kälte sıfırın altında 10 derece soğuk
aasig kalt {ugs.} feci soğuk
aber trockene Kälte fakat kuru soğuk
am kältesten {adj} en soğuk
arschkalt {ugs.} acayip soğuk
bitter kalt felaket soğuk
bitterkalt {adj} dondurucu soğuk
bitterkalt {adj} çok soğuk
durchdringende Kälte {sub} {f} dondurucu soğuk
eine grässliche Kälte müthiş bir soğuk
die Eiseskälte {sub} {f} dondurucu soğuk
eisig {adj} buz gibi soğuk
eisig kalt {adj} buz gibi soğuk
eisiger {adj} daha soğuk
eisigkalt {adj} buz gibi soğuk
eisigste {adj} en soğuk
eiskalt {adj} buz gibi soğuk
es ist arschkalt [vulg.] çok soğuk
es ist bewölkt und kalt hier burası bulutlu ve soğuk
es ist kalt hava soğuk
es ist lausig kalt hava çok soğuk
Essen ist kalt {sub} {n} yemek soğuk
etwas kühl [Adj] biraz soğuk
etwas kühler [Adj] biraz daha soğuk
extreme Kälte {sub} {f} aşırı soğuk
feuchte Kälte {sub} {f} nemli soğuk
0.006s