anziehen
{v}
[zog an, hat angezogen]
|
kokusunu almak
|
|
beschnüffeln
{v}
[beschnüffelte, hat beschnüffelt]
|
kokusundan anlamak
|
|
beschnüffeln
{v}
[beschnüffelte, hat beschnüffelt]
|
kokusundan tanımak
|
|
desodorieren
{v}
|
kokusunu almak
|
|
desodorierend
{adj}
|
kokusunu alan
|
|
desodorierendes Mittel
{sub}
{n}
|
kokusunu alan madde
|
|
desodoriert
[er, sie, es~]
|
kokusunu alıyor
|
|
desodorierte
[er, sie, es~]
|
kokusunu almıştı
|
|
die
Desodorierung
{sub}
{f}
|
kokusunu alma
|
|
das
Desodorierungsmittel
{sub}
{n}
|
kokusunu alma maddesi
|
|
die
Desodorisierung
{sub}
{f}
|
kokusunu alma
|
|
duftlos
{adj}
|
kokusuz
|
|
geruchlos
{adj}
|
kokusuz
|
|
die
Geruchlosigkeit
{sub}
{f}
|
kokusuzluk
|
|
geruchsfrei
{adj}
|
kokusuz
|
|
geruchslos
{adj}
|
kokusuz
|
|
Geruchslose Kamille
{sub}
{f}
|
kokusuz kamleya
|
|
die
Geruchslosigkeit
{sub}
{f}
|
kokusuzluk
|
|
Lunte riechen
{v}
|
kokusunu almak
|
|
merken
{v}
[merkte, hat gemerkt]
|
kokusunu almak
|
|
muffig
{adj}
[stinkend]
|
kokuşuk
|
|
odorieren
{v}
|
kokusuz gazlara sert kokulu madde katmak
|
|
das
Odoriermittel
{sub}
{n}
|
kokusuz gazlara katılan kokulu madde
|
|
die
Odorierung
{sub}
{f}
|
kokusuz gazlara sert kokulu madde katma
|
|
ohne Duft
|
kokusuz
|
|
der
Pikazismus
{sub}
{m}
|
kokusu alınan yemeklere karşı açlık
|
|
riechen
{v}
[roch, hat gerochen: auch figürlich]
|
kokusunu almak
|
|
schnuppern
{v}
[schnupperte, hat geschnuppert]
|
kokusunu almak
|
|
verduften
{v}
[Duft verlieren]
|
kokusunu kaybetmek
|
|
verduften
{v}
[Duft verlieren]
|
kokusunu yitirmek
|
|
verduften
{v}
[verduftete, ist verduftet]
|
kokusunu kaybetmek
|
|
verduften
{v}
[verduftete, ist verduftet]
|
kokusunu yitirmek
|
|
verduftend
{adj}
|
kokusunu kaybeden
|
|
wittern
{v}
[Tier]
|
kokusunu almak
|
|
Witterung bekommen
|
kokusunu almak
|
|
das
Yperit
{sub}
{n}
|
kokusuz boğucu gaz
|
|
der
Aasgeruch
{sub}
{m}
|
leş kokusu
|
|
der
Aasgeruch
{sub}
{m}
|
ölü kokusu
|
|
der
Abwassergeruch
{sub}
{m}
|
atık su kokusu
|
|
der
Armeleutegeruch
{sub}
{m}
|
yoksul insanların kokusu
|
|
der
Arzneigeruch
{sub}
{m}
|
ilaç kokusu
|
|
der
Äthergeruch
{sub}
{m}
|
eter kokusu
|
|
der
Balsamduft
{sub}
{m}
|
balsam kokusu
|
|
der
Benzingeruch
{sub}
{m}
|
benzin kokusu
|
|
der
Blumenduft
{sub}
{m}
|
çiçek kokusu
|
|
der
Blutspürhund
{sub}
{m}
|
kan kokusu
|
|
der
Blütenduft
{sub}
{m}
|
çiçek kokusu
|
|
der
Brandgeruch
{sub}
{m}
|
yanık kokusu
|
|
der
Bratenduft
{sub}
{m}
|
kızartma kokusu
|
|
der
Bratgeruch
{sub}
{m}
|
kızartma kokusu
|
|
brenzliger Geruch
{sub}
{m}
|
yanık kokusu
|
|
das
Bukett
{sub}
{n}
[Wein]
|
şarap kokusu
|
|
der
Büromief
{sub}
{m}
|
büro kokusu
|
|
der
Büromuff
{sub}
{m}
|
büro kokusu
|
|
der
Chlorgeruch
{sub}
{m}
|
klor kokusu
|
|
der
Dieselgeruch
{sub}
{m}
|
dizel kokusu
|
|
Duft nach Heu
|
saman kokusu
|
|
Duft wilder Blumen
|
yabani çiçeklerin kokusu
|
|
die
Fahne
{sub}
{f}
{ugs.}
|
ağızdaki içki kokusu
|
|
der
Fettgeruch
{sub}
{m}
|
yağ kokusu
|
|
der
Fischgeruch
{sub}
{m}
|
balık kokusu
|
|
der
Fliederduft
{sub}
{m}
|
eflâtun kokusu
|
|