kannst du bitte den Fernseher einschalten?
|
lütfen televizyonu açabilir misin?
|
|
Kannst du das mal kurz halten?
|
lütfen kısa müddet tutabilir misin?
|
|
Kannst du das Wort erraten?
|
bunu tahmin edebilir misin?
|
|
kannst du dir an den Fingern abzählen
[das~]
|
bunu parmaklarınla sayabilirsin
|
|
kannst du dir an den Hut stecken
[das~]
|
benim onda gözüm yok
|
|
kannst du dir an den Hut stecken
[das~]
|
bir yerine sok
|
|
kannst du dir an den Hut stecken
[das~]
|
kendine sakla
|
|
kannst du dir an den Hut stecken
[das~]
|
senin olsun
|
|
Kannst du folgen?
|
takip edebiliyor musun?
|
|
kannst du in den Wind schreiben
[das~]
|
avcunu yala
|
|
kannst du lauter sagen
|
sesli söyle de herkes duysun
|
|
kannst du meiner Großmutter erzählen
[das~]
|
sakalıma anlat
|
|
kannst du mir einen Gefallen tun?
|
bana bir iyilik yapar mısın?
|
|
Kannst du mir folgen?
|
beni takip edebiliyor musun?
|
|
Kannst du nicht einfach Hallo sagen wie ein ganz normaler Mensch?
|
normal bir insan gibi selam veremez misin?
|
|
Kannst du nicht mit weniger auskommen?
|
daha azıyla yetinemez misin?
|
|
Kannst du nicht sehen?
|
göremiyormusun?
|
|
Kannst du nicht still sein?
|
susamazmısın?
|
|
Kannst du nicht stillhalten?
|
sessiz olamaz mısın?
|
|
Kannst du nicht verstehen?
|
anlayamıyor musun?
|
|
Kannst du Noten lesen?
|
notaları okuyabiliyor musun?
|
|
Kannst du Steno?
|
steno biliyor musun?
|
|
Kannst du veranlassen, dass jemand etwas tut
|
birinin bir şeyler yapmasını sağlayamaz mısın?
|
|
Kannst Du veranlassen, dass jemannd etwas tut?
|
birinin bir şeyler yapmasını sağlayamaz mısın?
|
|
kannst Du vergessen
[das~]
|
unutabilirsin
|
|
kannst nicht
[du~]
|
yapamazsın
|
|
alles, was du tun kannst
|
yapabileceğin her şey
|
|
das Letzte, was du jetzt noch gebrauchen kannst
|
bu ihtiyacın olabilecek en son şey
|
|
du kannst
|
muktedirsin
|
|
ich kann es nicht machen - Doch, du kannst
|
bunu yapamam – hayır yapabilirsin
|
|
ich weiß genau, dass du es nicht tun kannst
|
bunu yapmış olamıyacağını biliyorum
|
|
ich wusste nicht dass du deutsch sprechen kannst
|
Almanca konuştuğunu bilmiyordum
|
|
so gut du kannst
|
yapabildiğin kadar
|
|
so schnell du kannst
|
olabildiğin kadar çabuk
|
|
sobald du kannst
|
sana uygun olduğunda
|
|
soviel du tragen kannst
|
taşıyabildiğin kadar
|
|
wie du dir vorstellen kannst
|
seninde tasavvur edebileceğin gibi
|
|