19 direkte Treffer gefunden für: küçük


77 indirekte Treffer gefunden für: küçük

Deutsch Türkisch
das Aaltierchen {sub} {n} küçük yılanbalığı
der Abnehmerband {sub} {m} küçük davul teli
abschnipseln {v} küçük küçük kesmek
Abschwächung um einen Bruchteil {sub} {f} küçük bir azalma
die Abschöpfgerste {sub} {f} küçük arpa
die Abtriebslaterne {sub} {f} [Techn.] küçük çıkış dişlisi
der Ackermeier {sub} {m} küçük inci çiçeği
das Adlerchen {sub} {n} küçük kartal
der Advent {sub} {m} küçük perhiz
das Aerosol {sub} {n} küçük zerrecik
die Aerosole {sub} {pl} küçük zerrecikler
die Aerosole {sub} {pl} küçük parçacıklar
der Affenpinscher {sub} {m} küçük priton
der Affront {sub} {m} küçük düşürme
afrikanische Zwergente {sub} {f} küçük Afrika ördeği
die Akkordzerlegungen {sub} {pl} küçük parçalara ayrılan akortlar
Aktien im Besitz von Kleinanlegern {sub} {pl} küçük yatırımcıların adığı hisse senetleri
der Alexandersegler {sub} {m} küçük yelkenli gemi
das Anekdötchen {sub} {n} küçük fıkra
das Anhängeschildchen {sub} {n} küçük etiket
das Anhängsel {sub} {n} küçük süs eşyası
Anlage für die Kleintierhaltung {sub} {f} küçükbaş hayvan besleme tesisi
der Anteilsbruchteil {sub} {m} küçük pay parçası
die Anteilsbruchteile {sub} {pl} küçük pay parçaları
die Ariette {sub} {f} küçük arya
das Atom {sub} {n} küçük parça
auf Kleinigkeiten achten {v} küçük şeylere dikkat etmek
Aufpassen auf kleine Kinder {sub} {n} küçük çocuklara göz kulak olmak
Aufreißbändchen {v} küçük çekip yırtma bandı
aufschmeißen {v} [blamieren] küçük düşürmek
aufsplittern {v} [splitterte auf, hat aufgesplitten] küçük küçük parçalamak
aufsplittern {v} [splitterte auf, hat aufgesplitten] küçük parça halinde ayırmak
aufsplittern {v} [splitterte auf, hat aufgesplitten] küçük parçalara ayırmak
die Aufsplitterung {sub} {f} küçük küçük parçalama
die Aufsückelung {sub} {f} küçük parçalara ayırmak
das Ausläufer {sub} {n} küçük tepe
der Ausrutscher {sub} {m} küçük hata
das Äffchen {sub} {n} küçük maymun
das Äfflein {sub} {n} küçük maymun
das Ährchen {sub} {n} küçük çiçek başağı
die Äpfelchen {sub} {pl} küçük elmalar
das Ästchen {sub} {n} küçük budak
die Baby-Ananas {sub} {f} küçük ananas
die Baby-Banane {sub} {f} küçük muz
die Baby-Nutte {sub} {f} [vulg.] küçük yaştaki sokak kadını
die Babyaktie {sub} {f} küçük değerde hisse sendi
die Babyausstattung {sub} {f} küçük bebeklerin giymesi için hazırlanan şeyler
die Babybanane {sub} {f} küçük muz
die Babybatterien {sub} {pl} küçük piller
das Babyfläschchen {sub} {n} küçük biberon
die Babynutte {sub} {f} [vulg.] küçük yaştaki sokak kadını
die allerkleinste {sub} {f} en küçük
am kleinsten {adj} en küçük
äußerst klein {adj} oldukça küçük
die Welt ist klein! dünya küçük
die Drittkleinste {sub} {f} üçüncü küçük
das Duodez {sub} {n} çok küçük
eher klein daha ziyade küçük
eher kleiner daha küçük
ein Nickerchen bir uykucuk
ein wenig kleiner biraz daha küçük
eine Nummer zu klein bir numara küçük
erheblich kleiner oldukça küçük
etwas kleiner {adj} biraz daha küçük
ganz klein {adj} gayet küçük
Garten ist klein {sub} {m} bahçe küçük
in der modernen Küche sind die Portionen oft sehr klein modern mutfakta porsiyonlar çoğunlukla küçük
ist gleich oder kleiner als eşit veya …den,…dan daha küçük
ist kleiner als …den,…dan daha küçük
jünger {adj} daha küçük
jüngste {adj} [Superlativ von jung] en küçük
Kleiderschrank ist zu klein {sub} {m} elbise dolabı küçük
klein wie eine Miniatur minyatür gibi küçük
kleiner {adj} daha küçük
kleiner als {adj} …den daha küçük
Kleiner-als daha küçük
kleinste {adj} en küçük
0.006s