1 direkte Treffer gefunden für: öne

Deutsch Türkisch
nach vorn öne

77 indirekte Treffer gefunden für: öne

Deutsch Türkisch
Ablauf der Frist {sub} {m} önelin bitmesi
Achsbewegung vor {sub} {f} öne dingil hareketi
Achse vorwärts {sub} {f} öne doğru dingil
achten {v} [achtete, hat geachtet] önem vermek
das Affix {sub} {n} önek
als nicht beachtlich angesehen werden {v} önemsiz olarak görülmek
als Vorschlag {sub} {m} öneri olarak
am Katzentisch sitzen {v} önemsiz bir yerde kalmak
am Scheidewege stehen önemli bir karar arifesinde bulunmak
an Bedeutung gewinnen {v} önem kazanmak
an Bedeutung verlieren {v} önemini kaybetmek
an Bedeutung verlierend önemini kaybeden
an erster Stelle stehen {v} önem olarak başı çekmek
Analyse der Vorschläge {sub} {pl} öneriulerin analizi
Analyse des Vorschlags {sub} {f} önerinin analizi
das Anerbieten {sub} {n} öneri
die Anerbietung {sub} {f} öneri
das Angebot {sub} {n} öneri
angelegen {adj} [zu veraltet anliegen = wichtig sein] önemli
angelegentlich {adj} önemli
angelegentlich {adv} önemle
das Anhängsel {sub} {n} önemsiz kişi
ankommen [gegen] önemli rol oynamak
ankommen gegen {v} önemle rol oynamak
ankommen gegen {v} önemli olmak
anliegen {v} [lag an, hat angelegt] önemi olmak
Annahme des Vorschlags {sub} {f} önerinin kabülü
Annahme eines Vorschlags {sub} {f} öneriyi kabul etme
das Anraten {sub} {n} öneri
anraten {v} [riert an, hat angeraten] önemle tavsiyede bulunmak
die Anregung {sub} {f} öneri
die Anregungen {sub} {pl} öneriler
die Antizipation {sub} {f} [Vorwegnahme, Vorgriff] öne alma
Antizipations öne alma-
antizipieren {v} öne almak
der Antrag {sub} {m} önerge
der Antrag {sub} {m} öneri
antragen {v} [trug an, hat angetragen] öneride bulunmak
antragen {v} [trug an, hat angetragen] önermek
der Antragsteller {sub} {m} öneri sahibi
der Aplomadofalke {sub} {m} önem
das Argument {sub} {n} öne sürülen bir şeyin doğruluğunu göstermede izlenen düşünce süreci (tanıt)
die Assertion {sub} {f} [best. Behauptung] öne sürme
die Assertion {sub} {f} öne sürüm
assertorisch {adj} öne sürüş
auf den Tisch kommen {v} [Vorschlag] öneri vermek
Auf die Wahrheit kommt es an önemli olan gerçek
auf leichte Schulter nehmen önemsememek
aufhöhen {v} öne çıkarmak
der Auftrag {sub} {m} öneri
Aura procursiva {sub} {f} öne doğru koşmayla beliren aura
die Abgabezone {sub} {f} teslim yeri
die Abgangszone {sub} {f} çıkış bölgesi
das Abo {sub} {n} {ugs.} [Abonnement] abone
das Abonnement {sub} {n} abone
der Abonnent {sub} {m} abone
die Abonnentin {sub} {f} [weiblich] abone
die Abscheidepatrone {sub} {f} ayırma kartuşu
die Abschleppzone {sub} {f} çekilen bölge
die Absorptionspatrone {sub} {f} emme kartuşu
die Abstehzone {sub} {f} durma bölgesi
absteigende Halsphlegmone {sub} {f} ağı doğru inen boyun iltihabı
die Abstiegszone {sub} {f} küme düşme tehlikesi olan bölge
abyssische Zone {sub} {f} derinlik bölgesi
achsensymmetrische Elektronenkanone {sub} {f} eksenel simetrik elktron topu
die Adelskrone {sub} {f} asillik tacı
die Adernanschlagzone {sub} {f} tel bağlantı yeri
adrenale Hormone {sub} {pl} böbrek üstü bezi hormonları
die Agone {sub} {f} sıfır değiştirme hattı
die Agrarzone {sub} {f} ziraat bölgesi
aktuelle Zeitzone {sub} {f} aktüel saat dilimi
die Alarmkanone {sub} {f} alarm topu
die Alkalipatrone {sub} {f} alkali fişeklik
die Amazone {sub} {f} [Tier] bir papağan cinsi
die Amazone {sub} {f} amazon
die Amazone {sub} {f} binici kadın
die Amazone {sub} {f} iri yapılı kadın cinsi
0.004s