7 direkte Treffer gefunden für: yüksekte


53 indirekte Treffer gefunden für: yüksekte

Deutsch Türkisch
angeben {v} [gab an, hat angegeben] yüksekten atmak
angeberisch {adj} yüksekten atan
aus der Höhe yüksekten
das Bungee-Jumping {sub} {n} yüksekten iple atlama
das Bungee-Springen {sub} {n} yüksekten iple atlama
das Bungeejumping {sub} {n} yüksekten iple atlama
das Bungeespringen {sub} {n} yüksekten iple atlama
der Bungeespringer {sub} {m} yüksekten iple atlayan
die Bungeespringerin {sub} {f} [weiblich] yüksekten iple atlayan
der Bungeesprung {sub} {m} yüksekten atlayış
den starken Mann markieren {v} {ugs.} yüksekten atmak
großmäulig {adj} {ugs.} yüksekten atan
hoch gelegen {adj} yüksekte olan
die Hochentleerung {sub} {f} yüksekten boşaltma
hochfliegender Adler {sub} {m} yüksekten uçan kartal
hochgehalten [es ist~] yüksekte tutuldu
hochgelegen {adj} yüksekte olan
hochgelegener Duct {sub} {m} yüksekte olan adüktör
hochlagern {v} yüksekte tutmak
hochranken {v} yüksekten sarkmak
hochrecken {v} yüksekten kendi ağırlığını çekerek jimnastik yapmak
der Hochschnitt {sub} {m} yüksekten kesim
hochspielen {v} [Fußball] yüksekten oynamak
hochtrabend [herablassend] yüksekten atan
das Höhenfeuer {sub} {n} yüksekte yangın
der Höhenflieger {sub} {m} yüksekten uçan
der Höhenflug {sub} {m} yüksekten uçuş
der Höhenfluganzug {sub} {m} yüksekten uçuş elbisesi
der Höhenflughubschrauber {sub} {m} yüksekten uçuş helikopteri
die Höhenforschungsrakete {sub} {f} yüksekte araştırma roketi
die Höhennavigation {sub} {f} [Flugzeug] yüksekten seyretme
die Höhennavigation {sub} {f} yüksekten uçabilme dümeni
höher gelegen yüksekte olan
Kirche im Dorf lassen {v} yüksekten atmamak
Komm auf die Erde zurück! yüksekten atma!
lass die Kirche im Dorf! yüksekten atma!
der Prahler {sub} {m} yüksekten atan
die Prahlerei {sub} {f} yüksekten atma
prahlerisch {adj} yüksekten atan
der Prahlhans {sub} {m} yüksekten atan
die Prahlsucht {sub} {f} yüksekten atma tutkunluğu
prunkend {adj} yüksekten atan
sich auf der Höhe befinden yüksekte bulunmak
tiefer Fall yüksekten düşme
vom hohen Ross herunterkommen {v} {ugs.} yüksekten otlamamak
zu dick auftragen {v} {ugs.} yüksekten atmak
am Höhepunkt en yüksekte
auf dem Höhepunkt en yüksekte
aufs höchste {sub} {f} en yüksekte
höher oben daha yüksekte
in großer Höhe çok yüksekte
in größerer Höhe daha yüksekte
oberste {adj} en yüksekte
0.004s