12 direkte Treffer gefunden für: haksız


53 indirekte Treffer gefunden für: haksız

Deutsch Türkisch
Absicherung gegen ungerechte Einforderung {sub} {f} haksız ödenme isteğine karşı emniyet
abzocken {v} [zockte ab, hat abgezockt] haksız kazanç elde etmek
Abzocker von Arbeitslosenhilfe {sub} {m} {ugs.} haksız yere işsizlik yardımı alan
die Abzockerei {sub} {f} haksız kazanç elde etme
andichten {v} [dichtete an, hat angedichtet] haksız yere birini suçlamak
anmaßen {v} [maßte an, hat angemaßt] haksız yere hak talebinde bulunmak
die Anmaßung {sub} {f} haksız istek
die Anmaßung {sub} {f} haksız talep
die Anmaßungen {sub} {pl} haksız istekler
die Anmaßungen {sub} {pl} haksız talepler
Arbeitnehmer der ungerechtfertigt entlassen worden ist {sub} {m} haksız yere işten çıkarılan işçi
benachteiligen {v} [benachteiligte, hat benachteiligt] haksızlık etmek
die Benachteiligung {sub} {f} haksızlık
die Benachteiligung {sub} {f} haksızlık etme
Besser Unrecht leiden als Unrecht tun haksızlığa uğratmaktansa, haksızlığa uğramak daha iyi
Bundesgesetz gegen den unlauteren Wettbewerb {sub} {n} haksız rekabete karşı federal kanun
Bundesgesetz gegen den unlauteren Wettbewerb {sub} {n} haksız rekabete karşı Federal kanun
das Delikt {sub} {n} [Juristisch] haksız fiil
das Delikt {sub} {n} haksız fiil
die Deliktfähigkeit {sub} {f} [Juristisch] haksız fiil ehliyeti
die Delikthaftung {sub} {f} [Juristisch] haksız fiil sorumluluğu
deliktsfähig {adj} haksız fiile ehliyetli
die Deliktsfähigkeit {sub} {f} haksız fiile ehliyet
das Deliktsrecht {sub} {n} [rechtswissenschaftlich] haksız fiil hukuku
der Delinquent {sub} {m} [jmd., der eine Straftat begangen hat] haksız eylemlerde bulunan
Einziehung zu unrecht gewährter Leistungen {sub} {f} haksız alınan yardımları geri alma
Er handelte unrecht haksız davrandı
falsche Verdächtigung {sub} {f} haksız itham
falsche Verdächtigung {sub} {f} haksız suçlama
Gefühl für Unrecht {sub} {n} haksızlık hissi
Gesetz gegen den unlauteren Wettbewerb {sub} {n} haksız rekabet kanunu
Gesetz gegen unlauteren Wettbewerb {sub} {n} Haksız Rekabeti Önleme Yasası
grundlos {adj} haksız yere
die Haftentschädigung {sub} {f} [Juristisch] haksız olarak tutuklu kalınan süreler için tazminat
Haftung aus unerlaubter Handlung {sub} {f} haksız fiilden doğan sorumluluk
der Harm {sub} {m} haksızlık
im Unrecht sein {v} haksız olmak
jeden unrechtmässig empfangenen Betrag zurückzahlen {v} haksız alınan her türlü meblağı geri ödemek
das Kündigungsschutzgesetz {sub} {n} [Rechtswissenschaft] haksız işten çıkartmayı koruma kanunu
die Kündigungsschutzklage {sub} {f} [Rechtswissenschaft] haksız işten çıkarılmaya karşı açılan dava
das Leid {sub} {n} haksızlık
der Mammon {sub} {m} [veraltet] haksız elde edilen kazanç
maßte an [er, sie, es~] haksız talep etmişti
missbräuchliche Verwendung {sub} {f} haksız kullanım
mit Unrecht haksızlıkla
die Nutzungsentschädigung {sub} {f} haksız işgal tazminatı
das Quasidelikt {sub} {n} haksız fiil benzeri
die Rechtlosigkeit {sub} {f} haksızlık
die Rechtsbeugung {sub} {f} [juristisch] haksızlık yapma
die Rechtsbeugung {sub} {f} haksızlık
der Rechtsbruch {sub} {m} [juristisch] haksızlık
ungerechtfertigter {adj} daha haksız
ungerechtfertigtste {adj} en haksız
0.004s