die
Anspruchshaltung
{sub}
{f}
|
haklı duruş
|
|
berechtigte Beanstandung
|
haklı itiraz
|
|
berechtigte Beanstandung
|
haklı şikâyet
|
|
berechtigte Beschwerde
|
haklı itiraz
|
|
berechtigte Erwartungen
{sub}
{pl}
|
haklı beklentiler
|
|
berechtigte Forderung
{sub}
{f}
|
haklı talep
|
|
berechtigter Anspruch
{sub}
{m}
|
haklı talep
|
|
berechtigter Grund
{sub}
{m}
|
haklı neden
|
|
berechtigter Widerspruch
[ein~]
|
haklı itiraz
|
|
berechtigter Zweifel
[ein~]
|
haklı şüphe
|
|
berechtigtermaßen
{adv}
|
haklı olarak
|
|
berechtigterweise
{adv}
|
haklı sebeplerden dolayı
|
|
berechtigtes Interesse
{sub}
{n}
|
haklı çıkar
|
|
die
Berechtigtheit
{sub}
{f}
|
haklılık
|
|
billigen
{v}
[billigte, hat gebilligt]
|
haklı bulmak
|
|
billigermaßen
{adv}
|
haklı olarak
|
|
billigerweise
{adv}
|
haklı olarak
|
|
Da hast du schon Recht, aber ...
|
haklısın ama…
|
|
Du hast Recht!
|
haklısın!
|
|
ein berechtigtes Interesse nachweisen
|
haklı bir ilgi göstermek
|
|
ein billiges Verlangen
|
haklı bir istek
|
|
Einwand der Wahrung berechtigter Interessen
{sub}
{m}
|
haklı çıkarları korumada itiraz
|
|
die
Entrüstung
{sub}
{f}
|
haklı öfke
|
|
die
Exkulpation
{sub}
{f}
[rechtswissenschaftlich]
|
haklı çıkarma
|
|
exkulpieren
{v}
|
haklı çıkarmak
|
|
füglich
{adj}
|
haklı olarak
|
|
gerechter Krieg
{sub}
{m}
|
haklı savaş
|
|
gerechtfertigte Entlassung
{sub}
{f}
|
haklı işten çıkarma
|
|
gerechtfertigtermaßen
|
haklı olarak
|
|
die
Gerechtigkeit
{sub}
{f}
|
haklılık
|
|
Habe ich recht, ja?
|
haklıyım değil mi?
|
|
ich habe Recht
|
haklıyım
|
|
im Recht sein
{v}
|
haklı olmak
|
|
die
Indignation
{sub}
{f}
|
haklı öfke, nefret, infial
|
|
die
Justifikation
{sub}
{f}
|
haklı çıkarma
|
|
justifizieren
{v}
|
haklı çıkarmak
|
|
die
Legitimation
{sub}
{f}
[Rechtfertigung]
|
haklı çıkarma
|
|
legitimieren
{v}
[rechtfertigen]
|
haklı göstermek
|
|
mit Recht
|
haklı olarak
|
|
mit vollem Recht
|
haklı olarak
|
|
nicht gerechtfertigt
|
haklı değil
|
|
die
Notwehr
{sub}
{f}
|
haklı savunma
|
|
der
Notwehrexzess
{sub}
{m}
|
haklı savunma sınırının aşılması
|
|
die
Notwehrüberschreitung
{sub}
{f}
|
haklı savunma sınırının aşılması
|
|
der
Rabulist
{sub}
{m}
|
haklı olma düşkünü kişi
|
|
recht
{adv}
[zu Recht]
|
haklı olarak
|
|
recht haben
{v}
[das Richtige geäußert, vermutet o. Ä. haben]
|
haklı olmak
|
|
Recht haben
{v}
[das Richtige geäußert, vermutet o. Ä. haben]
|
haklı olmak
|
|
rechtfertigen
{v}
[rechtfertigte, hat gerechtfertigt]
|
haklı göstermek
|
|
rechtfertigen
{v}
[rechtfertigte, hat gerechtfertigt]
|
haklı çıkarmak
|
|
die
Rechtfertigung
{sub}
{f}
|
haklı gösterme
|
|
angenommen, er hat Recht
|
farz edelim ki ok haklı
|
|
beide haben Recht
|
ikiside haklı
{ugs.}
[(her) ikisi de haklı(dır)]
|
|
bezugsberechtigt
|
almaya haklı
|
|
dinglich Berechtigter
{sub}
{m}
|
somut haklı
|
|
durch das Gesetz berechtigt
|
kanunca haklı
|
|
Er hat Recht, wenn er sagt ...
|
…derse haklı
|
|
gerechtfertigste
{adj}
|
en haklı
|
|
gerechtfertigt
{adj}
[rechtswissenschaftlich]
|
hukuken haklı
|
|
gerechtfertigt
{adj}
|
kanunen haklı
|
|
gerechtfertigter
{adj}
|
daha haklı
|
|