14 direkte Treffer gefunden für: gereksiz


53 indirekte Treffer gefunden für: gereksiz

Deutsch Türkisch
der Affenzirkus {sub} {m} {ugs.} [unnütze Aufregung] gereksiz telaş
der Affenzirkus {sub} {m} {ugs.} [unnütze Aufregung] gereksiz öfke
alles Überflüssige wegschneiden gereksiz her şeyi kesip atmak
der Arzneimittelmissbrauch {sub} {m} gereksiz yere aşırı ilaç kullanma
der Bagatellsteuer {sub} {m} gereksiz vergi
der Ballast {sub} {m} gereksiz şey
die Danaidenarbeit {sub} {f} gereksiz çalışma
den Helden spielen gereksiz yere kendini tehlikeye atmak
die Pferde scheu machen {v} {ugs.} [Unnötig Aufregung verbreiten] gereksiz yere heyecan yaratmak
die Pferde scheu machen {v} {ugs.} [Unnötig Aufregung verbreiten] gereksiz yere telaş yaratmak
Eulen nach Athen tragen {v} gereksiz yere bir şey yapmak
die Experimentiererei {sub} {f} gereksiz deney
die Fisimatenten {sub} {pl} gereksiz yapılan şeyler
Fisimatenten machen {v} {ugs.} gereksiz şeyler yapmak
die Gedankenspirale {sub} {f} [Gedankenkarusell] gereksiz düşünceler
die Gedankenspirale {sub} {f} [Gedankenkarusell] gereksiz vesveseler
der Heckmeck {sub} {m} gereksiz durum
die Kleinigkeiten {sub} {pl} gereksiz ayrıntılar
die Klitterung {sub} {f} gereksiz şeylerden oluşma eser
die Lauferei {sub} {f} {ugs.} gereksiz koşturma
leeres Stroh dreschen {v} {ugs.} gereksiz şeylerle uğraşmak
Mach mal nicht die Pferde scheu! gereksiz yere telâş yaratma!
Mach nicht die Pferde scheu! {ugs.} gereksiz yere heyecan yaratma!
der Medikamentenabusus {sub} {m} gereksiz ilaç kullanımı
das Pillepalle {sub} {n} {ugs.} [Kleinkram, Unwichtiges; Gleichgültiges] gereksiz küçük şeyler
plaudern {v} [plauderte, hat geplaudert] gereksiz konuşmak
pleonastisch {adj} gereksiz sözlerle dolu
die Redunzanz {sub} {f} gereksizlik
der Schnörkel {sub} {m} gereksiz konuşma süslemesi
die Schreiberei {sub} {f} gereksiz bürokratik yazışma
die Schreibereien {sub} {pl} gereksiz bürokratik yazışmalar
sich erübrigen {v} gereksiz olmak
das Theater {sub} {n} [ugs.: Aufhebens] gereksiz tavır
das Theater {sub} {n} [ugs.: Aufhebens] gereksiz söz
unnötigerweise {adv} gereksiz olarak
überflüssig werden {v} gereksiz olmak
überflüssige Frage {sub} {f} gereksiz soru
überflüssige Worte {sub} {pl} gereksiz kelimeler
überflüssigerweise {adv} gereksiz yere
die Überflüssigkeit {sub} {f} gereksizlik
verschwenden {v} [verschwendete, hat verschwendet] gereksiz yere para harcamak
vorbeten {v} [betete vor, hat vorgebetet] gereksiz yere konuyu uzatmak
Wasser in den Rhein bringen gereksiz yere bir şey yapmak
wegwerfen {v} [warf weg, hat weggeworfen] gereksiz çok harcamak
wortreich {adj} gereksiz sözlerle
der Zwergenaufstand {sub} {m} {ugs.} gereksiz öfkelenme
Antwort nicht nötig {sub} {f} cevap gereksiz
Ihre persönliche Anwesenheit ist nicht erforderlich şahsen bulunmanız gereksiz
keine gesonderte Luftversorgung erforderlich hususi olarak hava ile besleme gereksiz
rechtlich entbehrlich kanunen gereksiz
rechtlich entbehrlich hukuken gereksiz
überflüssiger [Adj] daha gereksiz
überflüssigste [Adj] en gereksiz
0.004s