8 direkte Treffer gefunden für: gercekler


62 indirekte Treffer gefunden für: gercekler

Deutsch Türkisch
auf den Boden der Wirklichkeit zurückkommen {art} gerçekleri görmeye başlamak
auf Fakten stoßen gerçeklerle karşılaşmak
auf Tatsachen beruhend gerçeklere dayanmak
auf Tatsachen beruhende Vermutung gerçeklere dayanan tahmin
Aufklärung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri açığa çıkarma
Aufklärung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri ortaya çıkarma
aus Tatsachen beruhend gerçeklere dayanan
auspacken {v} {ugs.} [die wahre Geschichte erzählen] gerçekleri açığa vurmak
begründen {v} [begründete, hat begründet] gerçekleri göstermek
Darstellung der Tatsachen {sub} {f} gerçeklerin sunumu
den Kopf in den Sand stecken {v} gerçekleri görmek istememek
den Sachverhalt verwechseln {v} gerçekleri karıştırmak
den Tatsachen entsprechend gerçeklere uyan
den Tatsachen ins Auge sehen {v} gerçekleri görmek
den Tatsachen nach gerçeklere göre
der Wahrheit entrückt sein gerçeklerden uzak olmak
die Tatsachen akzeptieren gerçekleri kabullenmek
die Tatsachen beschönigen {v} gerçekleri örtbas etmek
die Tatsachen beschönigen {v} gerçekleri maskelemek
die Tatsachen nicht erkennen wollen {v} gerçekleri tanımak istememek
die Tatsachen verdrehen gerçekleri saptirmak
die Tatsachen ändern gerçekleri değiştirmek
die Tatsachen übersehen gerçekleri görmemezlikten gelmek
empirisch {adj} gerçeklere dayanan
entzaubern {v} gerçeklere döndürmek
entzauberte Welt {sub} {f} gerçeklere döndürülmüş dünya
es mit der Wahrheit nicht ganz so genau nehmen {v} gerçekleri pek önemsememek
es mit der Wahrheit nicht so genau nehmen {v} gerçekleri önemsememek
Fakten sprechen für sich selbst {sub} {f} gerçekler ortada
Fakten und Zahlen {v} gerçekler ve rakamlar
Fakten übersehen {v} gerçekleri görmemezlikten gelme
die Faktenbasis {sub} {f} gerçeklerin temeli
der Faktenverfälscher {sub} {m} gerçekleri çarpıtan
das Faktenwissen {sub} {n} gerçekleri bilme
Falschdarstellung von Tatsachen {sub} {f} gerçekleri çarpıtma
Feststellung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri soruşturma
Flucht aus der Realität {sub} {f} gerçeklerden kaçış
Flucht vor der Wirklichkeit {sub} {f} gerçeklerden kaçma
Frage nach Fakten {sub} {f} gerçekleri sorma
Frau, die vor der Realität flüchtet {sub} {f} gerçeklerden kacan kadın
frisieren {v} {ugs.} gerçekleri maskelemek
frisieren {v} {ugs.} gerçekleri saptırmak
hart auf dem Boden der Realität, Tatsachen aufschlagen {v} gerçeklerle karşı karşıya gelmek
ich werde dich eines Besseren belehren gerçekleri sana anlatacağım
in die Realität zurückführen {v} gerçeklere yöneltmek
jemandem die ungeschminkte Wahrheit sagen {v} gerçekleri birinin yüzüne vurmak
jemandem ungeschminkte Wahrheit sagen {v} gerçekleri birinin yüzüne vurmak
mit den Tatsachen gerçeklerle
mit den Tatsachen nicht vertraut sein {v} gerçekleri görememek
mit den Tatsachen vertraut gerçekleri görüyor
mit den Tatsachen vertraut sein {v} gerçekleri görmek
bauliche Gegebenheiten {sub} {pl} yapısal gerçekler
bekannte Tatsachen {sub} {pl} bilinen gerçekler
gesicherte Tatsachen {sub} {pl} teminatlı gerçekler
grundlegende Tatsachen {sub} {pl} temel gerçekler
kulturelle Gegebenheiten {sub} {pl} kültürel gerçekler
nackte Tatsachen {sub} {pl} açık gerçekler
offenkundige Tatsachen {sub} {pl} açık gerçekler
unbequeme Wahrheiten {sub} {pl} hoş olmayan gerçekler
unumstößliche Tatsachen {sub} {pl} mutlak gerçekler
unwesentliche Tatsachen {sub} {pl} önemsiz gerçekler
wesentliche Tatsachen {sub} {pl} temel gercekler
0.004s