2 direkte Treffer gefunden für: birli

Deutsch Türkisch
das Ass {sub} {n} birli
das Daus {sub} {n} [Spielkarten] birli

77 indirekte Treffer gefunden für: birli

Deutsch Türkisch
die Abendmahlsgemeinschaft {sub} {f} birlikte akşam yemeği
abmessbar {adj} birlikte ölçülebilir
die Abmessbarkeit {sub} {f} birlikte ölçülebilme
die Abteilung {sub} {f} [Militär] birlik
die Allmende {sub} {f} birliğe ait emlak
die Allmendeproblematik {sub} {f} birliğe ait emlak sorumu
an einem Strang ziehen {v} birlikte hareket etmek
anbei {adv} birlikte
arbeitet zusammen [er, sie, es~] birlikte çalışıyor
die Association {sub} {f} birlik
die Assoziation {sub} {f} birlik
auf Gemeinschaftsebene koordinierte Aufsicht birlikte koordine edilen bekçilik
Auflösung einer Gesellschaft {sub} {f} birliği dağıtma
Ausschuss für Zusammenarbeit {sub} {m} birlikte çalışma komisyonu
die Begleitdokumente {sub} {pl} birlikte gönderilen evraklar
begleitende Frage {sub} {f} birlikte sorulan soru
begleitende Prüfung {sub} {f} birlikte yapılan inceleme
begleitende Software {sub} {f} birlikte çalışan yazılım
begleitender Kommentar {sub} {m} birlikte yapılan yorum
der Begleiter {sub} {m} birlikte giden
die Begleiterscheinung {sub} {f} birlikte olan
das Begleitschreiben {sub} {n} birlikte gönderilen yazı
die Begleitung {sub} {f} [nicht standardsprachlich: begleitete Tour] birlikte gitme
beibringen {v} [brachte bei, hat beigebracht] birlikte getirmek
die Beibringung {sub} {f} birlikte getirme
beieinander {adv} birlikte
beieinander halten {v} birlikte tutmak
beieinander liegen {v} birlikte yatmak
beieinander sein {v} birlikte olmak
das Beieinandersein {sub} {n} birlikte olma
beipacken {v} [packte bei, hat beigepackt] birlikte paketlemek
beisammen {adv} birlikte
bezogene Farbe {sub} {f} birlikte algılanmış renk
Binnengrenzen der Gemeinschaft {sub} {pl} birliğin sınırları
der Bund {sub} {m} [Bündnis] birlik
der Bund {sub} {m} [Verband] birlik
die Bunde {sub} {pl} birlikler
die Bünde {sub} {pl} birlikler
die Bündnispartner {sub} {pl} birlik partnerleri
die Bündnispolitik {sub} {f} birlik politikası
das Bündnissystem {sub} {n} birlik sistemi
Büros in der Gemeinschaft {sub} {pl} birlikte büro
die Alliierten birlik ülkeler
die Zusammenarbeit anstreben {v} birlikte çalışmayı amaç edinmek
die Zusammenarbeit anstreben {v} birlikte çalışmaya çabalamak
die Zusammenarbeit anstreben {v} birlikte çalışma arzusunda olmak
die Zusammenarbeit verweigern {v} birlikte çalışmayı reddetmek
die Dislokation {sub} {f} [Militär] birlik kaydırma
ehig {adj} [Tier] birliktelik
die Eigentumsgemeinschaft {sub} {f} birlikte mülkiyet
eine Fahrgemeinschaft birlikte yolculuk
afrikanische Wirtschaftsgemeinschaft {sub} {f} Afrika ekonomi birli
am hochmütigsten {adj} en kibirli
anmaßend {adj} kibirli
anmaßende Laune {sub} {f} kibirli
anspruchsvoll {adj} kibirli
arrogant {adj} kibirli
aufgeblasen {adj} kibirli
aufgeblasen {ugs.} kibirli
ausdauernd {adj} sabırlı
besonnen {adj} [umsichtig] tedbirli
beständig {adj} sabırlı
der Blasierter {sub} {m} kibirli
breitspurig {adj} kibirli
duldend {adj} sabırlı
dummstolz {adj} hem aptal hem kibirli
dünkelhaft {adj} kibirli
einbruchssicher {adj} hırsıza karşı tedbirli
eingebildet {adj} kibirli
eingebildet [eitel] kibirli
einprozentig {adv} yüzde birli
erfinderisch {adj} tedbirli
erfindungsreich {adj} tedbirli
geduldig {adj} sabırlı
großspurig {adj} kibirli
herablassend {adj} kibirli
herablassender {adj} daha kibirli
0.004s