6 direkte Treffer gefunden für: başı


77 indirekte Treffer gefunden für: başı

Deutsch Türkisch
das Abbauen {sub} {n} [Druckerhöhung, Vorspannung] basınç yükselimini düşürme
abbauen, Druck~ {sub} {m} basınç düşürmek
abdruckbar {adj} basılabilen
abdruckbar {adj} basılabilir
abdruckbares Zeichen {sub} {n} basılabilen damga
abdruckbares Zeichen {sub} {n} basılabilen karakter
die Abdruckbarkeit {sub} {f} basılabilirlik
abgedruckt {adj} basılmış
abgeflachter Bogen {sub} {m} basık kemer
abhalftern {v} [halfterte ab, hat abgehalftert] başından savmak
Abnahme des Druckes {sub} {f} basıncı azaltma
abschmettern {v} {ugs.} başından savmak
abweisen {v} [Person] başından savmak
Abzweigkasten mit Druckschaltern {sub} {m} basınç şalterli tevzi kutusu
der Akupressurpunkt {sub} {m} basınç uygulanan nokta
Alarme verursacht von einfachen Eingangsignalen {sub} {pl} basit bir giriş sinyalinin sebep olduğu alarmlar
allein erziehend {adj} başına çocuk büyüten
als Drucksache basılı evrak olarak
als Faustregel basit olarak
der Aluminiumpressguss {sub} {m} basınçlı alüminyum dökümü
die Aluminiumpressgusslegierung {sub} {f} basınçlı alüminyum döküm alaşımı
am Anfang başında
am Kopf stoßen {v} başı kakmak
an Kopf und Ohren başında ve kulaklarında
die Andruckplatte {sub} {f} basınç sacı
die Andruckwalze {sub} {f} basınç merdanesi
die Andrückrolle {sub} {f} basınç silindiri
die Andrückscheibe {sub} {f} basınç diski
die Andrückstange {sub} {f} basınç çubuğu
die Andrückwalze {sub} {f} basınç merdanesi
die Andrückwalzen {sub} {pl} basınç merdaneleri
anführen {v} [führte an, hat angeführt] başı çekmek
anführen {v} [führte an, hat angeführt] başında bulunmak
anführen {v} [führte an, hat angeführt] başı çekmek
die Anführung {sub} {f} başı çekme
die Ankerwicklung {sub} {f} basit sargı
die Anlaufscheibe {sub} {f} basınç pulu
die Anlaufscheiben {sub} {pl} basınç pulları
anspruchslos [geistig] basit
Anwendung von Druck {sub} {f} basınç uygulama
der Anzeigenwerber {sub} {m} basılı reklam veren
die Anzeigenwerbung {sub} {f} basılı reklam
auch das noch! başıma budamı gelecekti
auf dem Drucker ausgeben basım yapmak
auf dem Trockenen sitzen {v} {ugs.} başı kuruda olmak
auf den Kopf hauen {v} başına vurmak
auf den Schädel schlagen {v} başına vurmak
auf der Pressekonferenz başin konferansında
auf die einfache Art basit şekilde
auf Druck belasten basınçla zorlama
auf Druck funktionierende Fokussierung basınçla ayarlanan odaklama
die A-Bombe {sub} {f} atom bombası
die Aalsuppe {sub} {f} yılanbalığı çorbası
die Abbrandanzeige {sub} {f} [Bogenlampe] eritme kaybı gösteren ark lambası
der Abfallbeutel {sub} {m} çöp torbası
das Abfallsammelfahrzeug {sub} {n} çöp toplama arabası
die Abfalltüte {sub} {f} çöp torbası
abgeschmolzene Neutronenröhre {sub} {f} mühürlü nötron lambası
Ableselaterne galvanometre lambası
die Ableselampe {sub} {f} okuma lambası
die Ableuchtlampe {sub} {f} kontrol lambası
die Ableuchtlampe {sub} {f} muayene lambası
die Ableuchtlampe {sub} {f} portatif kontrol lambası
der Abortwagen {sub} {m} doğum arabası
der Abpumpwagen {sub} {m} pompalama arabası
der Abrissdorn {sub} {m} yıkım zımbası
die Abrollkarre {sub} {f} kablo döşeme arabası
der Abrollwagen {sub} {m} kablo döşeme arabası
Abrollwagen für Stahlband {sub} {m} çelik band için kablo döşeme arabası
der Absatz {sub} {m} [Buchdruck] satır başı
die Absatzanstrengung {sub} {f} satış çabası
der Abschleppwagen {sub} {m} arıza arabası
der Absiebbeutel {sub} {m} süzme torbası
der Abstreckdorn {sub} {m} büzme zımbası
die Abwehranspannung {sub} {f} savunma çabası
der Abwickelwagen {sub} {m} açma arabası
die Acetylenlampe {sub} {f} asetilen lambası
0.005s