4 direkte Treffer gefunden für: Vers

Deutsch Türkisch
der Vers {sub} {m} [Strophe] kıta
der Vers {sub} {m} [Zeile] dize
der Vers {sub} {m} [Zeile] mısra
der Vers {sub} {m} dörtlük

77 indirekte Treffer gefunden für: Vers

Deutsch Türkisch
die Verstanddesfrage {sub} {f} mantık sorusu
die Verstanddesfrage {sub} {f} zekâ sorusu
verstorbene,r geliebte,r geliebter ölen sevgili
die Fassung {sub} {f} [Version] versiyon
keine Versionsangabe versiyon bilgisi yok
keine Versionsinformationen verfügbar versiyon bilgileri yok
Verstoß gegen öffentliche Sitten {sub} {m} örf ve adetlere karşı aykırı davranış
Vergleich von versionen {sub} {m} versiyonları karşılaştırma
versexen {v} seksileştirmek
versext {adj} seksileşmiş
versachlichen {v} fizikselleştirmek
versachlichen {v} nesnelleştirmek
versachlichen {v} somutlaştırmak
die Versachlichung {sub} {f} nesnelleştirme
die Versachlichung {sub} {f} somutlaştırma
versacken {v} [Verkehr] batmak
versacken {v} ahlaki kuralları hiçe saymak
versacken {v} zevk ve sefaya dalmak
das Versagen {sub} {n} [Misserfolg] başarısızlık
das Versagen {sub} {n} [Motor~: versagte, hat versagt] motorun çalışmaması
das Versagen {sub} {n} [Panne] arıza
das Versagen {sub} {n} başarısızlık
das Versagen {sub} {n} bozukluk
das Versagen {sub} {n} sesi çıkmamak
versagen {v} [Maschine: versagte, hat versagt] işlememek
versagen {v} [Mensch: versagte, hat versagt] başaramamak
versagen {v} [nicht gewähren] yoksun bırakmak
versagen {v} [Schusswaffe] patlamamak
versagen {v} [versagte, hat versagt] arıza yapmak
versagen {v} [versagte, hat versagt] ateş almamak
versagen {v} [versagte, hat versagt] beklenen başarıyı elde edememek
versagen {v} [versagte, hat versagt] bozulmak
versagen {v} [versagte, hat versagt] esirgemek
versagen {v} [versagte, hat versagt] hayal kırıklığına uğramak
versagen {v} [versagte, hat versagt] istenen etkiyi gösterememek
versagen {v} [versagte, hat versagt] işlevini kaybetmek
versagen {v} [versagte, hat versagt] kabul etmemek
versagen {v} [versagte, hat versagt] mahrum bırakmak
versagen {v} [versagte, hat versagt] reddetmek
versagen {v} [versagte, hat versagt] çalışmamak
Versagen, menschliches- {sub} {n} insan hatası
versagend {adj} başarısızlığa uğrayan
versagend {adj} işlemeyen
versagende Gesundheit {sub} {f} bozulan sıhhat
versagende Stimme {sub} {f} kısılan ses
die Versagensanalyse {sub} {f} işlememe analizi
die Versagensangst {sub} {f} başaramama korkusu
der Versagenszustand {sub} {m} bozuk durum
der Versager {sub} {m} [ugs.: nicht explodierte Bombe] patlamayan bomda
der Versager {sub} {m} [ugs.: nicht explodierte Granate] patlamayan roket
der Versager {sub} {m} arıza yapma
der Abandonrevers {sub} {m} bırakma beyannamesi
abfallendes Revers {sub} {m} aşağıya inişli klapa
die Ausgleichsscheibe {sub} {f} travers
der Avers {sub} {m} yüz taraf
der Avers {sub} {m} ön taraf
der Avers {sub} {m} önyüz
die Bahnschwelle {sub} {f} travers
die Betonbohle {sub} {f} beton travers
die Betoneisenschwelle {sub} {f} betonarme travers
die Betonschwelle {sub} {f} beton travers
der Bibelvers {sub} {m} İncil ayeti
der Blankvers {sub} {m} (edebiyat) kafiyesiz vezin
der Blankvers {sub} {m} uyaksız vezin
der Denkvers {sub} {m} hatırlamayı çabuklaştıran kafiyeli deyiş
divers {adj} bir sürü
divers {adj} farklı
divers {adj} muhtelif
divers {adj} türlü türlü
divers {adj} çeşitli
divers {adj} çok
die Eisenschwelle {sub} {f} beton travers
die Eisenschwelle {sub} {f} demir travers
die Endschwelle {sub} {f} son travers
der Envers {sub} {m} [veraltet: Kehrseite] öteki yüz
gekreuzt travers
gepresste Shwelle {sub} {f} preslenmiş travers
0.004s