19 direkte Treffer gefunden für: ruhe


77 indirekte Treffer gefunden für: ruhe

Deutsch Türkisch
neben der Spur sein {v} {ugs.} ruhen çökmüş durumda olma
die Niedergedrücktheit {sub} {f} ruhen yıkık olma
Ruhe auf den billigen Plätzen! sessiz olun!
Ruhe bewahren! sakin olun!
Ruhe bewahren! sessiz olun!
Ruhe bewahren sakin durmak
Ruhe bitte! lütfen sessiz!
ruhe brauchen {v} sükûnete ihtiyaç duymak
Ruhe fördert die Verdauung sükûnet bağırsakları destekler
Ruhe gebieten {v} sessizlik buyurmak
Ruhe gebieten {v} sessizlik emretmek
Ruhe im Karton! sessiz olun!
Ruhe im Puff! {ugs.} [Ein grober Ausruf mit dem man Ruhe oder Ordnung in eine Gruppe wie z.B seine Klasse bringen will] sessiz olun! [kaba söz]
Ruhe in Frieden nur içinde yat!
Ruhe in Frieden Allah Rahmet eylesin
Ruhe ist die erste Bürgerpflicht {sub} {f} sükûnet birincil halk görevidir
Ruhe suchen {v} sessizlik aramak
Ruhe und Behaglichkeit {sub} {f} sessizlik ve rahatlık
Ruhe und Behaglichkeit {sub} {f} sessizlik ve konfor
Ruhe und Frieden sessizlik ve barış
Ruhe und Ordnung disiplin
Ruhe und Ordnung huzur ve düzen
Ruhe vor dem Sturm {sub} {f} [Stille vor einem Konflickt] fırtına öncesindeki sessizlik
Ruhe wiederherstellen {v} tekrar sessizliği sağlamak
Ruhe! sus!
Ruhe! susun!
Ruhe, sonst klatscht's! sus!
Ruhe, sonst klatscht's! yoksa şamar geliyor!
Ruhe- und Bewegungsreibung {sub} {f} statik ve kinetik sürtünme
das Ruhealarmsystem {sub} {n} kapalı devreli alarm sistemi
die Ruheangina {sub} {f} [Angina pektoris im Ruhezustand] sessiz haldeyken kalp darlığı
die Ruheangina {sub} {f} [Angina pektoris im Ruhezustand] sessiz haldeyken kalpde sıkışma
die Ruheatmung {sub} {f} rahat durumda nefes alıp verme
die Ruhebank {sub} {f} dinlenme oturağı
das Ruhebedürfnis {sub} {n} dinlenme ihtiyacı
ruhebedürftig {adj} dinlenme ihtiyacı duyan
ruhebedürftig {adj} dinlenmesi gereken
ruhebedürftig {adj} dinlenmeye muhtaç
ruhebedürftig {adj} yorgun
die Ruhebelastung {sub} {f} sessizlik bozucu
das Ruhebett {sub} {n} dinlenme yatağı
der Ruheblutdruck {sub} {m} sükûnet tansiyonu
die Ruhebühne {sub} {f} dinlenme sahanlığı
der Ruhedruck {sub} {m} çalışmama anındaki basınç
die Ruhedyspnöe {sub} {f} sessizlikte nefes darlığı
die Ruhedyspnöe {sub} {f} sessizlikte solunum güçlüğü
die Ruhedyspnöe {sub} {f} sessizlikte nefes açlığı
das Ruheelement {sub} {n} kapalı devre elemanı
die Ruheelementschaltung {sub} {f} normal kapalı devreden besleme
die Ruheenergie {sub} {f} artık enerji
das Ruhegehalt {sub} {n} emekli aylığı
absolute Ruhe {sub} {f} mutlak sakinlik
die Alaunbrühe {sub} {f} şaplı mayi
allgemeine körperliche Unruhe {sub} {f} genek bedensel huzursuzluk
die Arbeitsruhe {sub} {f} ara dinlenmesi
die Arbeitsruhe {sub} {f} paydos
die Arbeitsruhe {sub} {f} tatil
die Arbeitsunruhe {sub} {f} huzursuzluğu
aromatische Gemüsebrühe {sub} {f} aromatik sebze suyu
die Bakterienbrühe {sub} {f} bakterili sıvı
die Bauernunruhe {sub} {f} çiftçi ayaklanması
die Beschäftigungsunruhe {sub} {f} meşguliyet huzursuzluğu
die Betriebsruhe {sub} {f} işletme tatili
die Bettruhe {sub} {f} hastalık yüzünden yatma
die Bettruhe {sub} {f} istirahat
die Bettruhe {sub} {f} iyileşmek için yataktan çıkmama
die Bettruhe {sub} {f} yatak istirahati
die Bierruhe {sub} {f} {ugs.} içki yasağı
die Bierruhe {sub} {f} kesin istirahat
Bitte um Ruhe {sub} {f} sessizlik ricası
die Brühe {sub} {f} [als Suppengrundlage] yemek suyu
die Brühe {sub} {f} [schmutzige Flüssigkeit] kirli su
die Brühe {sub} {f} [Suppe] tavuk suyu
die Brühe {sub} {f} {ugs.} fena durum
die Brühe {sub} {f} {ugs.} [Getränk] tatsız içecek
die Brühe {sub} {f} berbat durum
die Brühe {sub} {f} bulaşık suyu
0.008s