abängstigen
{v}
[sich]
|
korkudan ne yapacağını bilememek
|
|
abängstigen, sich~
{v}
|
korkudan ne yapacağını bilememek
|
|
angstbedingter Black-out
{sub}
{f}
|
korkudan bilincini yitirmek
|
|
angstbedingter Black-out
{sub}
{f}
|
korkudan kafası durmak
|
|
die
Angstdiarrhoe
{sub}
{f}
|
korkudan ishal
|
|
die
Angsterwartung
{sub}
{f}
|
korkudan korku
|
|
angstgeweitet
{adj}
[mit angstgeweiteten Augen]
|
korkudan açılmış
|
|
mit angstgeweiteten Augen
|
korkudan par diye açılmış gözlerle
|
|
der
Angstschrei
{sub}
{m}
|
korkudan çığlık atma
|
|
der
Angstsparer
{sub}
{m}
|
korkudan para biriktirme
|
|
aus Angst in die Hosen scheißen
[vulg.]
|
korkudan donuna işemek
|
|
aus Angst in die Hosen scheißen
|
korkudan donuna etmek
|
|
außer sich vor Angst
|
korkudan kendini kaybetmek
|
|
blind vor Furcht
|
korkudan gözü görmüyor
|
|
die Hosen voll haben
{ugs.}
|
korkudan donuna etmek
|
|
ducken
{v}
[ich duckte, ich habe geduckt]
|
korkudan sindirmek
|
|
eine Höllenangst haben
{v}
{ugs.}
|
korkudan ödü patlamak
|
|
erschauern
{v}
|
korkudan titremek
|
|
erstarren vor Angst
{v}
|
korkudan büzülmek
|
|
ich habe mir vor Schreck fast in die Hosen gemacht
{ugs.}
|
korkudan neredeyse donuma işeyecektim
|
|
jemandem fällt das Herz in die Hose
|
korkudan yüreği ağzına gelmek
|
|
knieweich
{adj}
|
korkudan dizlerinin bağı çözülmüş halde
|
|
kuschen
{v}
|
korkudan sesini kısmak
|
|
die
Salzsäule
{sub}
{f}
|
korkudan donup kalma
|
|
Schiss haben
{v}
|
korkudan arkası üç buçuk atmak
|
|
schmälen
{v}
[schmälte, hat geschmält]
|
korkudan bağırmak
|
|
die
Schreckaphasie
{sub}
{f}
|
korkudan dili tutulma
|
|
schreckensbleich
{adj}
|
korkudan beti benzi kaçmış
|
|
das
Schreckerstarren
{sub}
{n}
|
korkudan kasılma
|
|
schreckte zurück
[er, sie, es~]
|
korkudan geri çekilmek
|
|
sich sehr erschrecken
{v}
|
korkudan üçbuçuk atmak
[istenmeyen bir durum olacak diye korku içinde bulunmak, çok korkmak ve korkusunu belli etmek]
|
|
sich gruseln vor
|
korkudan titremek
|
|
sich in die Hose machen
|
korkudan altına yapmak
|
|
sich vor Angst in die Hose scheißen
[vulg.]
|
korkudan donuna işemek
|
|
sprachlos vor Angst
|
korkudan dili tutulmuş
|
|
stutzen
{v}
[Zoologie: stutzte, hat gestutzt]
|
korkudan kalakalmak
|
|
von Angst ergriffen sein
{v}
|
korkudan sarsılmış olmak
|
|
vor Angst beben
{v}
|
korkudan sallanmak
|
|
vor Angst in die Hose machen
|
korkudan altına yapmak
|
|
vor Angst zittern
{v}
|
korkudan titremek
|
|
vor Furcht erbleichen
{v}
|
korkudan solmak
|
|
vor Furcht zittern
{v}
|
korkudan titremek
|
|
vor Furcht zitternd
|
korkudan titreyen
|
|
vor Schreck wie gelähmt sein
{v}
|
korkudan dona kalmak
|
|
vor Schrecken starr sein
{v}
|
korkudan dona kalmak
|
|
vor Schreck verschlug es mir die Sprache
|
korkudan dilim tutuldu
|
|
wirr vor Angst
|
korkudan şaşkın
|
|
zittern vor Angst
{v}
|
korkudan titremek
|
|
zitternd vor Angst
{adj}
|
korkudan titreyen
|
|
zusammenfahren
{v}
[figürlich: erschrecken]
|
korkudan sıçramak
|
|
zusammenfahren
{v}
[figürlich: erschrecken]
|
korkudan ürkmek
|
|