4 direkte Treffer gefunden für: denizde


53 indirekte Treffer gefunden für: denizde

Deutsch Türkisch
Aktivitäten zur See {sub} {pl} denizde aktiviteler
angeschwemmt werden denizden sahile vurmak
anlandig {adj} denizden karaya
anlandiger Wind {sub} {m} denizden karaya esen rüzgâr
auf 400 m Seehöhe denizden 400 metre yükseklikte
auf See beschädigt [es wurde~] denizde hasar gördü
auf See überfallen [er, sie, es ist~] denizde saldırıya uğradı
auf See überfallen werden {v} denizde saldırıya uğramak
auflandig {adj} denizden karaya
auflandiger Wind {sub} {m} denizden karaya esen rüzgâr
Ausbildungslehrgänge auf See {sub} {pl} denizde öğrenim kursları
baden im Meer {v} denizde yüzmek
die Bergung {sub} {f} [auf See] denizde kurtarma
Bergung und Hilfeleistung in Seenot denizde kurtarma ve yardım
die Betoninsel {sub} {f} [Bohr- bzw. Förderinsel] denizde sondaj platformu
Bohren in der See {sub} {n} denizde sondaj
Bohrtürme auf See {sub} {m} denizde sondaj kulesi
der Bootsmann {sub} {m} [mit Polizeibefugnissen] denizde görevli gemi polisi
der Brandungsangel {sub} {m} denizde karadan balıkçılık
das Brandungsangeln {sub} {n} denizde karadan balıkçılık yapma
dem Meer Land abgewinnen denizden toprak kazanmak
dem Meer Land abringen denizden güç bela toprak elde etmek
der Drifteis {sub} {m} [Verkehr] denizde seyyar buz kütlesi
die Hochseeinsel {sub} {f} denizde ada
Höhe über dem Meer {sub} {f} denizden yükseklik
Höhe über Meer {sub} {f} denizden yükseklik
in der See baden {v} denizde yıkanmak
in der See baden {v} denizde yüzmek
die Kaperei {sub} {f} [Verkehr] denizde zapt
die Klippe {sub} {f} [Geologie] denizde gemiler için tehlike olan sivri
der Koog {sub} {m} [dem Meer abgewonnenes, eingedeichtes Land, Polder] denizden kazanılan kara parçası
landen {v} [Militär] denizden karaya birlik çıkarmak
landwärts {adv} [zum Land hin, ins Land, vom Meer, von der See weg] denizden karaya doğru
die Liebesreise {sub} {f} [Seereise] denizde aşk seyahati
die Meeresfauna {sub} {f} denizde hayvanlar alemi
die Meeresnutzung {sub} {f} [Wirtschaft] denizden yararlanma
der Meeresschadstoff {sub} {m} denizde bulunan zararlı maddeler
das Meeresschutzgebiet {sub} {n} denizde koruma altındaki bölge
das Meeressäugetier {sub} {n} denizde memeli hayvanlar
der Nashornalk {sub} {m} denizde yaşayan boynuzgaga kuşu
die Nautik {sub} {f} denizde seyrüsefer ilmi
pelagial {adj} [Verkehr] denizde yaşayan
pelagisch {adj} [Verkehr] denizde yaşayan
pelagische Art {sub} {f} denizde yaşayan tür
pelagische Organismen {sub} {pl} denizde yaşayan organizmalar
der Polder {sub} {m} denizden kazanılmış toprak
das Polderdorf {sub} {n} denizden kazanılmış toprak köyü
das Poldergebiet {sub} {n} denizden kazanılmış toprak bölgesi
reine Nichts denizde damla
der Seegang {sub} {m} [stärkerer Wellengang auf dem Meer] denizde sert dalga
der Seegang {sub} {m} [stärkerer Wellengang auf dem Meer] denizde şiddetli çalkantı
auf hoher See açık denizde
auf offener See açık denizde
0.004s