5 direkte Treffer gefunden für: aştı


70 indirekte Treffer gefunden für: aştı

Deutsch Türkisch
das Asthma {sub} {n} [Med.] astım
der Asthmaanfall {sub} {m} [Med.] astım krizi
der Asthmaanfall {sub} {m} [Med.] astım nöbeti
die Asthmaanfälle {sub} {pl} [Med.] astım krizleri
die Asthmabronchitis {sub} {f} astım bronşiti
asthmakrank {adj} astım hastası
asthmakrank {adj} astımlı
die Asthmakrankheit {sub} {f} astım hastalığı
das Asthmamittel {sub} {n} astım ilacı
der Asthmapatient {sub} {m} astım hastası
der Asthmatiker {sub} {m} astım hastası
der Asthmatiker {sub} {m} astımlı
die Asthmatiker {sub} {pl} astım hastaları
die Asthmatiker {sub} {pl} astımlılar
die Asthmatikerin {sub} {f} [Med.] astımlı
die Asthmatikerin {sub} {f} [weiblich] astımlı
die Asthmatikerinnen {sub} {pl} [weiblich] astımlılar
asthmatisch {adj} astımlı
die asthmatische {sub} {f} astımlı
asthmatische Dyspnoe astıma bağlı solunum zorluğu
asthmatische Krise {sub} {f} astım krizi
das asthmatisches {sub} {n} astımlı
asthmatisches Schnaufen {sub} {n} astım nedeniyle sık sık soluma
astig [Baum] budaklı
astiges holz {sub} {n} budaklı ağaç
astigmatisch {adj} [Med.] astigmat
astigmatisch {adj} [Med.] astigmatizmaya tutulmuş
astigmatisch {adj} [Med.] göz bulanıklığı
astigmatisch {adj} astigmatik
der Astigmatismus {sub} {m} astigmatik
der Astigmatismus {sub} {m} astigmatizm
die Atemnot {sub} {f} astım
ästig {adj} dallanmış budaklanmış
ästig {adj} dallı
ästig {adj} dallı budaklı
ästimieren {v} hürmet etmek
ästimieren {v} saygı göstermek
ästimieren {v} takdir etmek
ästimierend {adj} hürmet eden
die Einkaufsabteilung {sub} {f} astın alma işleri ile ilgili bölüm
hängenlassen {v} astırmak
Medikament gegen Asthma [ein~] astıma karşı ilaç
Mittel gegen Asthma {sub} {n} astıma karşı ilaç
das Naphthalenum {sub} {n} astım, bronşit ve saman nezlesinde kullanılan homeopatik ilaç
absichtlich {adj} [mit Absicht [gezeigt, geschehend usw.]; vorsätzlich] kastî
angekommen [er, sie, es ist~] ulaştı
angepöbelt [er, sie, es hat ihn~] sataştı
anmarschiert yürüyerek yaklaştı
das Ansieden {sub} {n} daldırma galvanoplasti
die Autoplastie {sub} {f} otoplasti
Änderungsvorschlag ist angenommen {sub} {m} değiştirme önerisi ulaştı
bewusst {adj} kasti
der Bildkontrast {sub} {m} resim kontrastı
die Corneaübertragung {sub} {f} [Med.] keratoplasti
dahingeschlendert [er, sie, es ist~] avare avare dolaştı
das Ende der Welt ist nah dünyanın sonu yaklaştı
das übertrifft alles! Bu her şeyi aştı
Deiche sind vollgesogen {sub} {f} bentler taştı
die Nachfrage hat das Angebot überschritten talep arzı aştı
Diese letzten Bemerkungen haben eindeutig die Grenzen überschritten bu son sözler sınırları aştı
eingetrudelt ulaştı
eingeprasselt {v} [Vorwürfe sind auf ihn eingeprasselt] suçlamalarla üzerine çullaştı
die Eintauchplattierung {sub} {f} daldırma galvanoplasti
der Eisenbahnschotter {sub} {m} [zwischen den Gleisen] demiryolu balastı
die Elektroplattierung {sub} {f} galvanoplasti
Entscheidung ist rechtskräftig geworden {sub} {f} karar yasalaştı
er geht auf die fünfzig zu 50 sine yaklaştı
er geht auf die Siebzig zu 70 sine yaklaştı
Er hat das 18. Lebensjahr erreicht 18 yaşına ulaştı
er hat zufällig einen alten Freund getroffen rastgele eski bir arkadaşıyla karşılaştı
0.004s