3 direkte Treffer gefunden für: zincir

Deutsch Türkisch
die Fessel {sub} {f} zincir
die Halskette {sub} {f} zincir
die Kette {sub} {f} [aus Metall] zincir

77 indirekte Treffer gefunden für: zincir

Deutsch Türkisch
abketten {v} [kellte ab, hat abgekellt] zincirlerini açmak
abketten {v} [kellte ab, hat abgekellt] zincirlerini çözmek
Abziehen der Kette {sub} {n} zincirin boşaltılması
als Gesamtschuldner haften {v} zincirleme birlikte borçlu olarak sorumlu olmak
als gesamtschuldnerisch haftend gelten {v} zincirleme birlikte sorumlu sayılmak
am laufenden Band zincirleme
an die Kette hängen zincire takmak
an die Kette legen zincire bağlamak
an Kette reißen zincirden kurtulmaya çalışmak
die Anadiplose {sub} {f} zincirleme
andrehen der Ketten {v} zincir düğümlenmesi
die Aneinanderkettung {sub} {f} zincirleme
Anfang der Kette {sub} {f} zincirin başı
angekettet zincirli
die angeketteten {sub} {pl} zincirliler
Anhangerstelle der Kette {sub} {f} zincir tespit noktası
das Ankerketten {sub} {n} zincire bağlamak
anketten {v} [kettete an, hat angekettet] zincire vurmak
anketten {v} [kettete an, hat angekettet] zincirle bağlamak
anketten {v} [kettete an, hat angekettet] zincirlemek
ankettend {adj} zincirleyen
ankettet [er, sie, es~] zincirliyor
ankitten {v} zincirleyerek yapıştırmak
anknoten {v} zincirle bağlamak
anknoten der Ketten {sub} {n} zincir düğümlenmesi
anlegen {v} [legte an, hat angelegt] zincire vurmak
Anziehen der Kette {sub} {n} zincirin gerilmesi
ausschäkeln {v} zinciri çözmek
die Bandanlage {sub} {f} zincirleme tesis
die Bandförderanlage {sub} {f} zincirleme kaldırma tesisi
der Benzolring {sub} {m} [Chemie] zincirleme benzol
die Benzolringe {sub} {pl} [Chemie] zincirleme benzoller
der Beting {sub} {m} zincirlerin bağlandığı büyük kazık
binden {v} [band, habe gebunden] zincire vurmak
binden {v} [band, habe gebunden] zincirlemek
das schwächste Glied in der Kette berücksichtigen zincirin en zayıf halkasını nazarı itibare almak
die Desoxyribonukleinsäure {sub} {f} zincirmolekül
die Ketten brechen zincirleri kırmak
die Ketten sprengen {v} zincirleri kırmak
Druckerzeugung mittels Kettenübertragung {sub} {f} zincir ve manivelalı basınç
eine Glückssträhne zincirleme gelen şans
eine Glückssträhne bekommen zincirleme gelen şansı olmak
eine Glückssträhne haben zincirleme gelen şansı olmak
er wurde in Ketten gelegt zincirlere bağlanmıştı
der Federhänger {sub} {m} zincir baklası
fesseln {v} zincire vurmak
Fesseln abwerfen zinciri kırmak
Fesseln sprengen zincirleri kırmak
die Fesselung {sub} {f} zincirle bağlama
die Fesselung {sub} {f} zincirleme
die Fesselungen {sub} {pl} zincirlemeler
die Abzählkette {sub} {f} sayan zincir
die Ankerkette {sub} {f} [Verkehr] demir zincir
die Ausgleichskette {sub} {f} dengeleyici zincir
die Binärkette {sub} {f} ikili zincir
die Blockkette {sub} {f} kamaralı zincir
die Dreierkette {sub} {f} üçlü zincir
die Dreifachrollenkette {sub} {f} üç sıra makaralı zincir
die Duplexkette {sub} {f} çift zincir
die Eimerkette {sub} {f} tarak kovalarının bağlı bulunduğu zincir
eingezogene Kette {sub} {f} çekimliş zincir
die Eisenkette {sub} {f} demir zincir
endlose Kette {sub} {f} sonsuz zincir
die Ersatzkette {sub} {f} yedek zincir
die Fünferkette {sub} {f} beşli zincir
die Gabelkette {sub} {f} çatallı zincir
gallssche Kette {sub} {f} düz saç baklalı Zincir
die Gelenkkette {sub} {f} mafsallı zincir
geschweißte Kette {sub} {f} kaynaklı zincir
das Goldkettchen {sub} {n} küçük altın zincir
die Goldkette {sub} {f} altın zincir
die Hauptkette {sub} {f} ana zincir
die Hebekette {sub} {f} kaldırma zincir
die Heberkette {sub} {f} makaralı zincir
die Hülsenkette {sub} {f} sürgülü tip zincir
die Industriekette {sub} {f} endüstriyel zincir
kalibrierte Kette {sub} {f} ayarlanmış zincir
0.006s