5 direkte Treffer gefunden für: grenzen


64 indirekte Treffer gefunden für: grenzen

Deutsch Türkisch
grenzen an etwas {v} bir şeye sınır olmak
Grenzen ausloten {v} [bei Kinder] sınırları zorlamak
Grenzen beachten {sub} {f} sınıra dikkat etmek
Grenzen bestimmen {sub} {f} sınır saptamak
Grenzen der Abnützung {sub} {pl} aşınma sınırları
Grenzen der Beanspruchung {sub} {pl} zorlama sınırları
Grenzen der Forschung {sub} {pl} bilimsel araştırmanın sınırları
Grenzen der Gültigkeit {sub} {pl} geçerlilik sınırları
Grenzen des Landes {sub} {pl} ülkenin sınırları
Grenzen einhalten {v} sınırlara riayet etmek
Grenzen neu ziehen [auch fig.] sınırları yeniden belirlemek
Grenzen setzen {v} sınır koymak
Grenzen setzen {v} sınırlamak
Grenzen sprengen {sub} {f} sınırları aşmak
grenzend {adj} sınır olan
grenzend an {adj} …e,…a sınır olan
die Grenzenergie {sub} {f} limit enerji
der Grenzenhund {sub} {m} sınır köpeği
grenzenlos {adj} hadsiz
grenzenlos {adj} hesapsız
grenzenlos {adj} hudutsuz
grenzenlos {adj} limitsiz
grenzenlos {adj} sonsuz
grenzenlos {adj} sınırsız
grenzenlos {adj} uçsuz
grenzenlos {adj} uçsuz bucaksız
grenzenlos {adj} ölçüsüz
grenzenlos eingebildet sein {v} sınırsız kendini beğenir olmak
grenzenlose, grenzenloser, grenzenloses sınırsız
grenzenlose Dummheit {sub} {f} ölçüsüz aptallık
grenzenlose Fläche {sub} {f} sınırsız yüzey
grenzenlose Freude {sub} {f} sonsuz sevinç
grenzenlose Liebe {sub} {f} sınırsız aşk
grenzenloser Ehrgeiz {sub} {m} sonsuz ihtiras
die Grenzenlosigkeit {sub} {f} hudutsuzluk
die Grenzenlosigkeit {sub} {f} sonsuzluk
die Grenzenlosigkeit {sub} {f} sınır tanımama
die Grenzenlosigkeit {sub} {f} sınırsızlık
abgrenzen {v} [grenzte ab,hat abgegrenzt] belirlemek
abgrenzen {v} [grenzte ab,hat abgegrenzt] sınırlamak
abgrenzen {v} [grenzte ab,hat abgegrenzt] sınırlandırmak
Ablesewert außerhalb Grenzen {sub} {m} okunan değer sınırları aşmış
Abschaffung der Steuergrenzen {sub} {f} vergi sınırlarını kaldırma
aktiv abgrenzen {v} aktifi sınırlandırmak
alles hat seine Grenzen her şeyin sınırı vardır
an ein Land grenzen bir ülkeye sınır olmak
an etwas grenzen {v} bir şeye sınır olmak
aneinander angrenzen {sub} {f} birbirine sınırdaş olmak
aneinander grenzen {v} bitişmek
aneinander grenzen {v} sınırları birleştirmek
das Aneinandergrenzen {sub} {n} sınırları birleştirme
das Angrenzen {sub} {n} bitişik olma
das Angrenzen {sub} {n} sınırdaş olma
angrenzen {v} [grenzte an, hat angegrenzt] dibinde bulunmak
angrenzen {v} [grenzte an, hat angegrenzt] hemhudut olmak
angrenzen {v} [grenzte an, hat angegrenzt] sınırdaş olmak
angrenzen {v} [grenzte an, hat angegrenzt] sınırı ortak olmak
angrenzen {v} [grenzte an, hat angegrenzt] yaklaşmak
die Anwendungsgrenzen {sub} {pl} uygulama sınırları
Ausgaben begrenzen {v} harcamaları kısıtlamak
ausgrenzen {v} [Soziologisch] dışlamak
ausgrenzen {v} dışlamak
die Außengrenzen {sub} {pl} dış sınırlar
außerhalb der normalen Anwendungsgrenzen normal uygulama sınırları dışında
0.003s