drohen etwas zu tun
|
bir şey yaptırmak için tehdit etmek
|
|
drohen mit
|
… ile tehdit etmek
|
|
drohen, die Ware zurückzusenden
|
eşyayı geri postalamak için tehdit etmek
|
|
drohend
{adj}
[gefährlich]
|
tehlikeli
|
|
drohend
{adj}
|
korkutucu
|
|
drohend
{adj}
|
tehdit eden
|
|
drohend
{adj}
|
tehdit eder
|
|
drohend
{adj}
|
tehdit edici
|
|
drohend
{adj}
|
tehlikeli
|
|
drohend blicken
{v}
|
tehdit eder şekilde bakmak
|
|
drohend näher rücken
|
tehdit eder şekilde yaklaşmak
|
|
drohende Aufwertung
{sub}
{f}
|
tehdit edici değerlenme
|
|
drohende Blicke
{sub}
{pl}
|
tehdit eder şekilde bakışlar
|
|
drohende Gefahr
{sub}
{f}
|
tehdit eden tehlike
|
|
drohende Haltung zeigen
|
tehdit edici durum sergilemek
|
|
drohende Inflation
{sub}
{f}
|
tehdit eden enflasyon
|
|
drohende Kollision
{sub}
{f}
|
tehlikeli çarpışma
|
|
drohende Verluste
{sub}
{pl}
|
korkutucu kayıplar
|
|
drohende Verschärfung
{sub}
{f}
|
korkutucu sıkılaştırma
|
|
drohende Verschärfung
{sub}
{f}
|
korkutucu sertleştirme
|
|
drohender
{adv}
|
amiri mücbir
|
|
drohender
{adv}
|
zorunlu durum
|
|
drohender Verlust
{sub}
{m}
|
kayıp tehlikesi
|
|
drohender Verlust
{sub}
{m}
|
zarar tehlikesi
|
|
drohender Wettbewerb
{sub}
{m}
|
tehdit eden rekabet
|
|
drohendes Aus
{sub}
{n}
|
son tehlikesi
|
|
drohendes Lachen
{sub}
{n}
|
tehdit edici gülme
|
|
drohendes Versagen
{sub}
{n}
|
korkutucu arıza
|
|
androhen
{v}
[drohte an, hat angedroht]
|
ihtar etmek
|
|
androhen
{v}
[drohte an, hat angedroht]
|
korkutmak
|
|
androhen
{v}
[drohte an, hat angedroht]
|
tehdit etmek
|
|
bedrohen
{v}
|
(birini) tehdit etmek
|
|
bedrohen
{v}
[bedrohte, hat bedroht]
|
diş göstermek
|
|
bedrohen
{v}
[bedrohte, hat bedroht]
|
gözünü korkutmak
|
|
bedrohen
{v}
[bedrohte, hat bedroht]
|
tehdir etmek
|
|
bedrohen
{v}
[bedrohte, hat bedroht]
|
tehdit etmek
|
|
bedrohen
{v}
[bedrohte, hat bedroht]
|
yıldırmak
|
|
bedrohen
{v}
[bedrücken]
|
sıkıntı vermek
|
|
bedrohen
{v}
[gewaltsam vorgehen]
|
zulmetmek
|
|
bedrohen
{v}
|
gözdağı vermek
|
|
jemandem etwas androhen
{v}
|
birini bir şeyle tehdit etmek
|
|
jemandem mit dem Finger drohen
{v}
|
birini parmakla tehdit etmek
|
|
jemandem mit der Faust drohen
{v}
|
birini yumrukla tehdit etmek
|
|
jemandem mit einer Klage drohen
{v}
|
birini dava ile tehdit etmek
|
|
jemandem mit etwas drohen
{v}
|
birini bir şey ile tehdit etmek
|
|
jemanden bedrohen
{v}
|
birini tehdit etmek
|
|
jemanden gewalttätig bedrohen
{v}
|
birini kaba güçle tehdit etmek
|
|
jemanden mit dem Tod bedrohen
{v}
|
birini ölümle tehdit etmek
|
|
jemanden mit einer Schusswaffe bedrohen
{v}
|
birini silahla tehdit etmek
|
|
jemanden mit etwas bedrohen
{v}
|
(birini bir şeyle) tehdit etmek
|
|
jemanden mit Gewalt bedrohen
{v}
|
birini kaba kuvvetle tehdit etmek
|
|
mit dem Finger drohen
{v}
|
parmakla tehdit etmek
|
|
mit dem Schwert drohen
{v}
|
kılıç ile tehdit etmek
|
|
mit Gewalt drohen
{v}
|
kaba kuvvet tehdidi yapmak
|
|