6 direkte Treffer gefunden für: tehdit


70 indirekte Treffer gefunden für: tehdit

Deutsch Türkisch
abpressen {v} {ugs.} tehditle elde etmek
androhen {v} [drohte an, hat angedroht] tehdit etmek
androhend {adj} tehdit ederek
die Androhungen {sub} {pl} tehditler
angedroht [er, sie, es hat~] tehdit etti
anpeitschen {v} tehditle bir şeye zorlamak
bedrohe [ich~] tehdit ediyorum
bedrohen {v} [bedrohte, hat bedroht] tehdit etmek
bedrohend {adj} tehditli
bedrohende Worte {sub} {pl} tehditli sözler
bedrohlich {adj} tehdit eden
bedrohlich {adj} tehditkâr
bedrohlich auftauchen {v} tehdit edici şekilde ortaya çıkmak
bedroht [er, sie, es~] tehdit ediyor
bedroht sein {v} tehdit altında bulunmak
bedrohte [er, sie, es~] tehdit etmişti
bedrohte Tierart {sub} {f} tehdit altındaki hayvan türü
bedrohte Völker {sub} {pl} tehdit altındaki halklar
bedrohten [sie~] tehdit etmişlerdi
die Bedrohung {sub} {f} tehdit etme
die Bedrohungen {sub} {pl} tehditler
Bedrohungs- tehdit-
die Bedrohungsanalyse {sub} {f} tehdit analizi
die Bedrohungspotenzial {sub} {f} tehdit potensiyeli
die Bedrohungsreduktion {sub} {f} tehdit azaltma
beeinflussbar durch Drohungen tehditlerle etkilenebilir
der Drohbrief {sub} {m} tehdit mektubu
die Drohbriefe {sub} {pl} tehdit mektupları
drohe [ich~] tehdit ediyorum
drohen {v} [ich drohte, ich habe gedroht] tehdit etmek
drohen {v} tehdit etmek
drohend {adj} tehdit eden
drohend {adj} tehdit eder
drohend {adj} tehdit edici
drohend blicken {v} tehdit eder şekilde bakmak
drohend näher rücken tehdit eder şekilde yaklaşmak
drohende Aufwertung {sub} {f} tehdit edici değerlenme
drohende Blicke {sub} {pl} tehdit eder şekilde bakışlar
drohende Gefahr {sub} {f} tehdit eden tehlike
drohende Haltung zeigen tehdit edici durum sergilemek
drohende Inflation {sub} {f} tehdit eden enflasyon
drohender Wettbewerb {sub} {m} tehdit eden rekabet
drohendes Lachen {sub} {n} tehdit edici gülme
die Drohgebärde {sub} {f} tehdit edici duruş
droht [er, sie, es~] tehdit ediyor
drohte [er, sie, es~] tehdit etmişti
drohte an [er, sie, es~] tehdit etmişti
drohten [sie~] tehdit etmişlerdi
die Drohungen {sub} {pl} tehditler
Drohungen anwenden tehditleri uygulamak
Drohungs- tehdit-
absichtliche Bedrohung {sub} {f} kasten tehdit
ausländische Bedrohung {sub} {f} yabancı tehdit
beabsichtigte Bedrohung {sub} {f} niyetlenilen tehdit
Bedrohung des Weltfriedens {sub} {f} düya barışını tehdit
dauernde Bedrohung {sub} {f} sürekli tehdit
Drohung mit Gefahr für Leib und Leben {sub} {f} hayati tehlike ile tehdit
Drohung mit Gewalt {sub} {f} şiddetle tehdit
echte Bedrohung {sub} {f} gerçek tehdit
gefährliche Bedrohung {sub} {f} tehlikeli tehdit
gewaltige Bedrohung {sub} {f} şiddetli tehdit
implizierte Drohung {sub} {f} tehdit
jegliche Beeinträchtigung {sub} {f} her türlü tehdit
leere Drohung {sub} {f} boş tehdit
mündliche Drohung {sub} {f} sözlü tehdit
nukleare Bedrohung {sub} {f} nükleer tehdit
schwere Drohung {sub} {f} ağır tehdit
tätliche Bedrohung {sub} {f} saldırarak tehdit
vorsätzliche Bedrohung {sub} {f} kasti tehdit
weltweite Bedrohung {sub} {f} evrensel tehdit
0.004s