45 direkte Treffer gefunden für: sıkıntı

Deutsch Türkisch
das Ach {sub} {n} sıkıntı
die Angst {sub} {f} sıkıntı
die Anstrengung {sub} {f} sıkıntı
die Bedrängnis {sub} {f} sıkıntı
die Bedrängung {sub} {f} sıkıntı
die Bedrücktheit {sub} {f} sıkıntı
die Beklommenheit {sub} {f} sıkıntı
die Belastung {sub} {f} sıkıntı
die Beschwerde {sub} {f} sıkıntı
die Beschwernis {sub} {f} sıkıntı
die Beunruhigung {sub} {f} sıkıntı
die Bredouille {sub} {f} [ Verlegenheit, Bedrängnis] sıkıntı
die Crux {sub} {f} sıkıntı
der Drang {sub} {m} [Druck, Bedrängnis] sıkıntı
die Drangsal {sub} {f} sıkıntı
die Drangsalierung {sub} {f} sıkıntı
der Druck {sub} {m} [Bedrückung] sıkıntı
der Druck {sub} {m} sıkıntı
die Dumpfheit {sub} {f} sıkıntı
das Elend {sub} {n} sıkıntı
der Engpass {sub} {m} sıkıntı
das Gedränge {sub} {n} sıkıntı
das Hemmnis {sub} {n} sıkıntı
der Jammer {sub} {m} [Elend] sıkıntı
die Klemme {sub} {f} {ugs.} sıkıntı
die Last {sub} {f} sıkıntı
das Leid {sub} {n} sıkıntı
die Melancholie {sub} {f} sıkıntı
die Misere {sub} {f} sıkıntı
die Mühe {sub} {f} [Plage] sıkıntı
die Mühseligkeit {sub} {f} sıkıntı
die Not {sub} {f} [Bedrängnis] sıkıntı
die Patsche {sub} {f} sıkıntı
die Peinlichkeit {sub} {f} sıkıntı
die Plage {sub} {f} sıkıntı
die Schererei {sub} {f} {ugs.} [Unannehmlichkeit] sıkıntı
die Sorge {sub} {f} [Ӓrgernis] sıkıntı
die Strapaze {sub} {f} sıkıntı
der Stress {sub} {m} [Med.] sıkıntı
das Trübsal {sub} {n} sıkıntı
die Unannehmlichkeit {sub} {f} sıkıntı
das Unbehagen {sub} {n} sıkıntı
der Unmut {sub} {m} sıkıntı
die Verlegenheit {sub} {f} [missliche Lage] sıkıntı
der Zinnober {sub} {m} sıkıntı

64 indirekte Treffer gefunden für: sıkıntı

Deutsch Türkisch
abzehren {v} [sich] sıkıntı çekmek
angeödet {adj} sıkıntı
das Angstgefühl {sub} {n} sıkıntılanma hissi
anstrengend {adj} sıkıntı
anöden {v} {ugs.} sıkıntı vermek
anödend {ugs.} sıkıntı verici
aufatmen {v} [atmete auf, hat aufgeatmet] sıkıntıdan kurtulmak
aufstören {v} [störte auf, hat aufgestört] sıkıntı vermek
die Bangnis {sub} {f} sıkıntı durum
bedrohen {v} [bedrücken] sıkıntı vermek
bedrängen {v} [bedrängte, hat bedrängt] sıkıntı vermek
bedrängend {adj} sıkıntı verici
der Bedränger {sub} {m} sıkıntı veren
bedrängliche Schwierigkeit {sub} {f} sıkıntı zorluk
bedrängte Lage {sub} {f} sıkıntı durum
bedrücken {v} [bedrückte, hat bedrückt] sıkıntı vermek
bedrückend {adj} sıkıntı verici
bedrückend {adj} sıkıntı
bedrückende Last {sub} {f} sıkıntı verici yük
bedrückende Verhältnisse {sub} {pl} sıkıntı durumlar
bedrückendes Gefühl {sub} {n} sıkıntı hissi
bedrückt {adj} sıkıntı
die Bedrücktheit {sub} {f} sıkıntı durum
die Bedrückung {sub} {f} sıkıntı hissi
beklemmend {adj} sıkıntı
die Beklemmungen {sub} {pl} sıkıntılar
beklommen {adj} sıkıntı
beklommen sein {v} sıkıntı olmak
belasten {v} [ugs.: seelisch] sıkıntı vermek
belastend {adj} [Psychologisch] sıkıntı verici
belastend {adj} sıkıntı verici
belastend sein {v} sıkıntı verici olmak
belastende Situation {sub} {f} sıkıntı verici durum
belastender Vertrag {sub} {n} sıkıntı verici anlaşma
belastendes Ereignis {sub} {n} sıkıntı verici olay
belastendes Umfeld {sub} {n} sıkıntı verici ortam
die Belastung {sub} {f} [mit Schadstoffen] sıkıntı verme
belemmern {v} [belemmerte, hat belemmert] sıkıntı vermek
beschwerlich {adj} sıkıntı
beschwerlich fallen {v} sıkıntı vermek
büßen {v} [ich büßte, ich habe gebüßt] sıkıntısını çekmek
darben {v} [darbte, habe gedarbt] sıkıntı çekmek
darben {v} [darbte, habe gedarbt] sıkıntıda olmak
das Dilemma {sub} {n} sıkıntı durum
dornenreich {adj} {ugs.} sıkıntı verici
down! sıkıntı hissi
das Drangsalieren {sub} {n} sıkıntı verme
drangsaliert werden {v} sıkıntı çekmek
drangsalieren {v} sıkıntı vermek
drillen {v} [ich drillte, ich habe gedrillt] sıkıntı vermek
drinsitzen {v} sıkıntıda olmak
ein gewisses unbehagen belli bir sıkıntı
finanzieller Engpass {sub} {m} mali sıkıntı
frei flottierende Angst {sub} {f} kişinin neden olduğunu bilmediği sıkıntı
die Geldverlegenheit {sub} {f} mali sıkıntı
die Geldverlegenheit {sub} {f} parasal sıkıntı
der Leidensdruck {sub} {m} büyük sıkıntı
nervöse Unruhe {sub} {f} sinirsel sıkıntı
psychische Belastung {sub} {f} psikolojik sıkıntı
seelische Not {sub} {f} ruhsal sıkıntı
Unbehagen am Wirtschaftswachstum {sub} {n} ekonomi büyümesinde sıkıntı
Unbehagen an etwas {sub} {n} herhangi bir şeyde sıkıntı
wühlender Schmerz {sub} {m} büyük sıkıntı
psychische Belastung {sub} {f} ruhsal sıkıntı
0.006s