9 direkte Treffer gefunden für: satt


68 indirekte Treffer gefunden für: satt

Deutsch Türkisch
satt auflegen {v} üstüne bolca koymak
satt aufliegen {v} üstünde bolca olan
satt haben {v} {ugs.} bıkmak
satt haben {v} tok olmak
satt sein {v} tok olmak
satt werden {v} doymak
sattblau {adj} koyu mavi
der Sattdampf {sub} {m} doygun buhar
der Sattdampf {sub} {m} doymuş buhar
der Sattdampf {sub} {m} kuru buhar
der Sattdampfbetrieb {sub} {m} doymuş buhar işletmesi
die Sattdampfmaschine {sub} {f} kuru buhar makinesi
die Sattdampftabelle {sub} {f} kuru buhar cetveli
die Sattdampfturbine {sub} {f} doymuş buhar türbini
das Sattdampfventil {sub} {n} kuru buhar valfı
das Sattdampfventil {sub} {n} kuru buhar ventili
die Satte {sub} {f} [größere, flache Schüssel] yassı büyük anahtar
satte Auflage {sub} {f} sağlam altlık
satte Farben {sub} {pl} yoğun renkler
der Sattel {sub} {m} [Fahrrad-] sele
der Sattel {sub} {m} [Geologie] geçit
der Sattel {sub} {m} [Musik] telli çalgı kafa desteği
der Sattel {sub} {m} [Pack-] semer
der Sattel {sub} {m} [Sitz] eyer
der Sattel {sub} {m} [Zoologie] semer
der Sattel {sub} {m} baskı kolu
der Sattel {sub} {m} bel
der Sattel {sub} {m} belen
der Sattel {sub} {m} binek hayvanı oturağı
der Sattel {sub} {m} bisiklet selesi
der Sattel {sub} {m} dar boğaz
der Sattel {sub} {m} eyer
der Sattel {sub} {m} kemer
Sattel für Motorräder {sub} {m} motosiklet selesi
Sattel ohne Baum {sub} {m} [ohne die stabilisierende Innenkonstruktion eines Reitsattels] ağaç veya fiber camdan yapılan semer tasarımı yok
die Sattelachse {sub} {f} ever ekseni
der Sattelanhänger {sub} {m} yarı römork
das Sattelauflager {sub} {n} römork süportu
der Sattelauflieger {sub} {m} yan römork
der Sattelbaum {sub} {m} eyer kaltağı
der Sattelbaum {sub} {m} kaltak (eyer)
der Sattelbaum {sub} {m} eyer erevesi
der Sattelbehang {sub} {m} eyer püskülü
der Sattelbehang {sub} {m} eyer saçağı
die Sattelbelastung {sub} {f} eyerli basınç
die Sattelbelastung {sub} {f} eyer yükü
die Sattelbildung {sub} {f} kıvrımlı tabak teşekkülü
das Sattelblech {sub} {n} çatı sacı
der Sattelboden {sub} {m} [Eisenbahnschinen] beşik zemin
die Sattelbrücke {sub} {f} semer köprü
das Satteldach {sub} {n} [Bau] beşik çatı
dicksatt {adj} çatlayana kadar yemiş
dicksatt {adj} çok doymuş
ich bin satt doydum
ich bin satt karnım doydu
ich habe die Streitereien satt kavgadan bıktım
ich habe diese Ausreden satt bu bahanelere karnım tok!
ich habe diesen Scheiß satt [vulg.] bu pisliğe artık karnım tok
ich habe es satt bundan bıktım
ich hatte es gründlich satt bundan tamamen bıktım
nimmersatt {adj} pisboğaz
der Nimmersatt {sub} {m} {ugs.} açgözlü
der Nimmersatt {sub} {m} {ugs.} gözü doymaz
der Nimmersatt {sub} {m} doymak bilmez
der Nimmersatt {sub} {m} gagalı leylek
der Nimmersatt {sub} {m} obur
der Nimmersatt {sub} {m} sarı gagalı leylek
übersatt {adj} aşırı doymuş
0.005s