20 direkte Treffer gefunden für: boğaz


77 indirekte Treffer gefunden für: boğaz

Deutsch Türkisch
abschlachten {v} [schlachtete ab, hat abgeschlachtet] boğazlamak
an den Kragen {ugs.} boğazına kadar
die Angina {sub} {f} [Med.] boğaz iltihabı
beiderseits des Bosporus Boğaziçi`nin her iki tarafında
bis zu den Ohren in Schulden sein {v} boğazına kadar borçlu olmak
bis zu den Ohren in Schulden {v} boğazına kadar borçlu
bis zum Hals boğaza kadar
bis zum Hals in der Scheiße stecken [vulg.] boğaza kadar sorunu olmak
bis zum Hals in Schulden stecken {ugs.} boğaza kadar borçlu olmak
bis zum Halse drinstecken {v} boğaza kadar batmak
bis zum Halse in Schulden stecken {v} boğaza kadar borçlu olmak
der Bosporus {sub} {m} [Istanbul] Boğaziçi
Bosporus Brücke Boğaz Köprüsü
Bosporus Brücke Boğaziçi köprüsü
defilieren {v} [historisch] boğaz yolundan geçmek
der Hals tut mir weh boğazım ağrıyor
ein Krümel ist in Ihrer Kehle steckengeblieben boğazında bir parça takılıp kaldı
er steckt tief in Schulden boğazına kadar borç içinde
erdrosseln {v} boğazını sıkarak öldürmek
erwürge [ich~] boğazlıyorum
erwürgen {v} boğazlamak
erwürgend {adj} boğazlayan
erwürgt [er, sie, es~] boğazlıyor
erwürgte [er, sie, es~] boğazlamıştı
etwas am Hals haben {v} boğazında bir şey olmak
Globus histericus {sub} {m} boğazında şişlik hissi
das Globusgefühl {sub} {n} boğazında yumru hissi
der Guttural {sub} {m} boğazsıl
der Hals-Nasen-Ohren-Arzt {sub} {m} boğaz, burun, kulak doktoru
Hals-Nasen-Ohren-Facharzt boğaz, burun, kulak mütehassısı
die Hals-Nasen-Ohren-Fachärztin {sub} {f} [weiblich] boğaz, burun, kulak doktoru
die Hals-Nasen-Ohren-Heilkunde {sub} {f} boğaz, burun, kulak hekimliği
die Hals-Nasen-Ohren-Krankheit {sub} {f} boğaz, burun, kulak hastalığı
die Hals-Nasen-Ohren-Spezialistin {sub} {f} [weiblich] boğaz, burun, kulak mütehassısı bayan
die Hals-Nasen-Ohren-Ärztin {sub} {f} [weiblich] boğaz, burun, kulak doktoru
der Hals-Nasen-Ohrenarzt {sub} {m} [Med.] boğaz, burun, kulak doktoru
die Halsentzündung {sub} {f} boğaz iltihabı
die Halserkrankung {sub} {f} boğaz hastalığı
das Halslager {sub} {n} boğaz yatağı
das Halsleiden {sub} {n} [veraltet] boğaz hastalığı
der Halsschmerz {sub} {m} boğaz ağrısı
die Halsschmerzen {sub} {pl} [Med.] boğaz ağrıları
die Halsschmerzen {sub} {pl} boğaz sancıları
Halsschmerzen haben [Med.] boğazı ağrımak
Halsschmerzen haben {v} boğaz ağrısı olmak
die Halstablette {sub} {f} boğaz hapı
das Halsweh {sub} {n} [Med.] boğaz ağrısı
der Halszapfen {sub} {m} boğaz mihveri
die Halszyste {sub} {f} boğaz kisti
Hast du Halsschmerzen? boğazın ağrıyormu?
herumwürgen {v} boğazında düğümlenmek
abgewürgter Hals {sub} {m} boğulmuş boğaz
die Braunelle {sub} {f} bozboğaz
der Enghals {sub} {m} dar boğaz
der Engpass {sub} {m} darboğaz
der Engpaß {sub} {m} [alte Schreibung: figürlich] darboğaz
er ist ein großer Schwätzer o kocaman bir boşboğaz
finanzieller Engpass {sub} {m} finansal darboğaz
der Fresser {sub} {m} pisboğaz
gefräßig {adj} pisboğaz
geschwätzig {adj} [schwatzhaft] boşboğaz
die Heckenbraunelle {sub} {f} [Singvogel-Prunella modularis] bozboğaz [ötücü kuş]
indiskret {adj} boşboğaz
indiskreter {adj} daha boşboğaz
indiskreteste {adj} en boşboğaz
das Kehlchen {sub} {n} küçük boğaz
die Klamm {sub} {f} [Geologie] dar boğaz
klatschhaft {adj} boşboğaz
klatschsüchtig {adj} boşboğaz
klatschsüchtiger {adj} daha boşboğaz
klatschsüchtigste {adj} en boşboğaz
nimmersatt {adj} pisboğaz
die Rille {sub} {f} dar boğaz
der Sattel {sub} {m} dar boğaz
schnatterig {adj} boşboğaz
der Schwätzer {sub} {m} [abwertend] boşboğaz
die Schwätzerin {sub} {f} [weiblich] boşboğaz
0.005s