7 direkte Treffer gefunden für: sterben


56 indirekte Treffer gefunden für: sterben

Deutsch Türkisch
sterben an ...nedeniyle ölmek
sterben lassen {v} ölüme bırakmak
Sterben ohne Hinterlassung eines Testaments {v} vasiyetname bırakmadan ölmek
sterben vor ...den/dan ölmek
sterben, wie die Fliegen {v} sinekler gibi ölmek
sterben, ohne ein Testament zu hinterlassen {v} herhangi bir vasiyetname bırakmadan ölmek
sterbend {adj} ölmek üzere
sterbend {adj} ölüm döşeğinde
die Sterbende {sub} {f} [weiblich] ölen bayan
der Sterbender {sub} {m} ölen
die Sterbensangst {sub} {f} {ugs.} ölüm korkusu
die Sterbensbegleitung {sub} {f} ölüm refakati
sterbenselend {ugs.} ölüm döşeğinde
der Sterbensforscher {sub} {m} ölüm araştırmacısı
die Sterbensforscherin {sub} {f} [weiblich] ölüm araştırmacısı bayan
die Sterbensforschung {sub} {f} ölüm araştırması
sterbenskrank {adj} ölümcül hasta
sterbenslangweilig {adj} {ugs.} çok can sıkıcı
sterbenslangweilig sein {v} çok can sıkıcı olmak
sterbenslangweilige Sache {sub} {f} çok can sıkıcı şey
sterbensmatt {adj} bitkin
sterbensmatt {adj} yorgunluktan dolayı ölü gibi
sterbensmatt {adj} çok yorgun
sterbensmüde {adj} çok yorgun
das Sterbenswort {sub} {n} [kein einziges Wort, überhaupt nichts] hiçbir kelime
das Sterbenswort {sub} {n} [kein einziges Wort, überhaupt nichts] hiçbir söz
das Sterbenswort {sub} {n} [kein einziges Wort, überhaupt nichts] hiçbir şey
das Sterbenswörtchen {sub} {n} hiçbir sözcük
das Sterbenswörtchen {sub} {n} hiçbir şeycik
sterben, ableben irtihal etmek [ölüp, Allah`ın rahmetine kavușmak]
das Absterben {sub} {n} körlenme
das Absterben {sub} {n} sönme
absterben {v} [Organ] hissizleşmek
absterben {v} [Organ] yavaş yavaş duyarlılığını yitirmek
absterben {v} [starb, ist gestorben] kurumak
absterben {v} [starb, ist gestorben] körlenmek
absterben {v} [starb, ist gestorben] sönmek
als Bettler sterben {v} dilenci olarak ölmek
als Märtyrer sterben {v} şehit düşmek
als Märtyrer sterben {v} şehit olarak ölmek
am Sterben ölmek üzere
am Sterben ölümün eşiğinde
an Altersschwäche sterben yaşlılıktan ölmek
an den Folgen des Unfalles sterben {v} uğradığı kaza yüzünden ölmek
an den Folgen von etwas sterben {v} bir şey yüzünden ölmek
an einer Krankheit sterben {v} bir hastalıktan ölmek
an einer Verletzung sterben {v} bir yara nedeniyle ölmek
an einer Wunde sterben {v} bir yara nedeniyle ölmek
an Herzschlag sterben kalp krizinden ölmek
an Hunger sterben {v} açlıktan ölmek
an Krebs sterben {v} kanserden ölmek
an Verletzungen sterben {v} yaralar sebebiyle ölmek
Angst zu sterben {sub} {f} ölmekten korku
arm sterben {v} fakir ölmek
das Artensterben {sub} {n} tür ölümü
Auch das Schöne muss sterben [Schiller] güzelde ölüme mahkûm
0.004s