Keine direkten Treffer gefunden für: saçı

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: saçı

Deutsch Türkisch
ablaufen {v} [lief ab, ist abgelaufen] saçılmak
beim Schopf packen {v} saçından tutmak
bestreut [er, sie, es~] saçıyor
Blech glatthämmern {v} sacı yassıltmak
das Blechnachhämmern {sub} {n} sacı yassıtma
das Blechpressen {sub} {n} sacı presleme
die Dispersion {sub} {f} saçılma
ein Haarschnitt war überfällig saçı kesilmesi çoktan gerekiyordu
das Frisieren {sub} {n} saçı tarayıp düzeltme
frisieren {v} [sich] saçı toplamak
frisieren {v} saçı tarayıp düzeltmek
föhnen {v} [reformierte Schreibung] saçı fönle kurutmak
föhnen {v} [reformierte Schreibung] saçı fönlemek
föhnen {v} [reformierte Schreibung] saçı kurutma makinesiyle kurutmak
fönen {v} [alte Schreibung] saçı kurutma makinesiyle kurutmak
fönen {v} [alte Schreibung] saçı makineyle kurutmak
die Gesinnung {sub} {f} saciye
glatzig {adj} saçı dökük
Haar ganz kurz schneiden {v} saçı oldukça kısa kesmek
Haar kurz schneiden {v} saçı kısa kesmek
Haar stutzen {v} saçı kısaltmak
der Haaransatz {sub} {m} saçın başladığı çizgi
Haare legen {v} saçı sarmak
Haare verlieren {v} saçı dökülmek
Haarschneiden bitte! saçı kesin lütfen!
Haarschneiden, bitte! saçı kesin lütfen!
kringeln, sich~ {v} saçın lüle lüle olması
kämmen {v} [sich ~] saçı taramak
lange Haare kurzer Sinn saçı uzun aklı kısa
mit Schuppen auf dem Haar saçı kepekli
die Ondulation {sub} {f} saçı dalgalı hale getirme
die Ondulation {sub} {f} saçı maşalama
ondulieren {v} [ondulierte, hat onduliert] saçı dalgalı hale getirmek
ondulieren {v} [ondulierte, hat onduliert] saçı maşalamak
scheiteln {v} saçı ayırmak
sich das Haar frisieren {v} saçı tıraş etmek
sich die Haare schneiden lassen saçı kestirmek
sich Haare raufen {v} saçı yolmak
sich schinden {v} saçı süpürge etmek
sich zerstreuen {v} saçılmak
sprühen {v} [Funken] saçılmak
der Streukoeffizient {sub} {m} saçılım katsayısı
der Streukörper {sub} {m} saçılım cismi
die Streukörperdichte {sub} {f} saçılım cismi yoğunluğu
die Streumatrix {sub} {f} saçılmış matris
die Streustrahlung {sub} {f} saçılmış ışınlar
die Streuung {sub} {f} saçılım
der Streuungskegel {sub} {m} saçılma konisi
der Streuverlust {sub} {m} saçılma suretiyle kayıp
der Streuwinkel {sub} {m} saçılma açısı
der Struwwelpeter {sub} {m} saçı başı darmadağınık çocuk
das Abblendblech {sub} {n} maskeleme sacı
das Abdeckblech {sub} {n} kapama sacı
das Abdeckblech {sub} {n} takviye plakası örtme sacı
die Abdichtungsblech {sub} {f} sızdırmazlık sacı
das Ablaufblech {sub} {n} damlalık sacı
das Ablaufbrett {sub} {n} lavaboda su akma sacı
das Ablegeblech {sub} {n} koyma sacı
das Ableitungsblech {sub} {n} ayırma sacı
das Ableitungsblech {sub} {n} saptırma sacı
das Ablenkblech {sub} {n} saptırma sacı
das Abreißblech {sub} {n} yırtma sacı
das Abstandsblech {sub} {n} ara sacı
das Abstreifblech {sub} {n} sıyırma sacı
das Abströmlochblech {sub} {n} akıntı sacı
das Abweisblech {sub} {n} saptırma sacı
die Abweishutze {sub} {f} örtme sacı
anarchisch {adj} kargaşacı
der Anarchist {sub} {m} kargaşacı
die Anarchistin {sub} {f} [weiblich] kargaşacı
die Andruckplatte {sub} {f} basınç sacı
das Ankerabschlussblech {sub} {n} endüvi sacı
das Ankerblech {sub} {n} dinamo göbek sacı
das Ankerblech {sub} {n} göbek sacı
das Auffangblech {sub} {n} toplama sacı
das Aufhängeblech {sub} {n} süspansiyon sacı
aufständisch {adj} kargaşacı
0.004s