abklopfen
{v}
[Arzt]
|
parmakla hafifçe vücuduna vurarak muayene etmek
|
|
die
Abzaunung
{sub}
{f}
|
parmaklıkla koruma
|
|
abziehen vom Finger
{v}
|
parmakla çekmek
|
|
der
Affengriff
{sub}
{m}
|
parmakların tuşlara basma anındaki hali
|
|
die
Akrosklerose
{sub}
{f}
|
parmaklarda ve yüzde kan dolaşımı rahatsızlığı dolayısıyle sertleşme
|
|
an den Fingern
|
parmaklarda
|
|
an den Fingern abzählen
{v}
|
parmak hesabı yapmak
|
|
an den Fingern abzählen
{v}
|
parmakla saymak
|
|
an den Fingernägeln kauen
{v}
|
parmaklarını yemek
|
|
an den Fingern kleben bleiben
{v}
|
parmaklarda yapışıp kalmak
|
|
anklopfen
{v}
[Med.]
|
parmakla vurarak muayene etmek
|
|
auf den Fußspitzen tanzen
{v}
|
parmak uçlarıyla dans etmek
|
|
auf den Fußspitzen gehen
{v}
|
parmak uçlarında gitmek
|
|
auf den Fußspitzen gehen
{v}
|
parmaklarının ucuna basarak gitmek
|
|
auf den Fußspitzen stehen
{v}
|
parmak uçlarında durmak
|
|
auf Zehenspitzen
|
parmaklarının ucuyla
|
|
auf Zehenspitzen gegangen
|
parmaklarının ucunda gitti
|
|
auf Zehenspitzen gegangen
|
parmaklarının ucunda yürüdü
|
|
auf Zehenspitzen gehen
|
parmaklarının ucunda gitmek
|
|
auftippen
{v}
|
parmak uçlarıyla dokunmak
|
|
aufzwirbeln
{v}
[Schnauzbart]
|
parmak uçlarıyla burmak
|
|
die
Austastung
{sub}
{f}
|
parmakla vurma
|
|
die
Balustersäule
{sub}
{f}
[zwischen Brückenüberbau und Widerlagerflügel]
|
parmaklıkta küçük direk
|
|
die
Balustrade
{sub}
{f}
|
parmaklık
|
|
die
Barre
{sub}
{f}
|
parmaklık
|
|
beklopfen
{v}
[beklopfte, hat beklopft]
|
parmakla vurarak muayene etmek
|
|
die
Brustlehne
{sub}
{f}
|
parmaklık
|
|
die
Brüstung
{sub}
{f}
[Holzzapfen]
|
parmaklık
|
|
das
Daktylogramm
{sub}
{n}
|
parmak izi
|
|
die
Daktyloskopie
{sub}
{f}
|
parmak izi alma
|
|
daktyloskopieren
{v}
|
parmak izi almak
|
|
daktyloskopisch
{adj}
|
parmak izi usulü ile
|
|
der
Daumenabdruck
{sub}
{m}
|
parmak damgası
|
|
das
Daumenlutschen
{sub}
{n}
|
parmak emme
|
|
der
Daumenlutscher
{sub}
{m}
|
parmak emen
|
|
die
Daumenregel
{sub}
{f}
|
parmak mastarı
|
|
den Finger einklemmen
|
parmaklarını kıstirmak
|
|
den Finger heben
{v}
|
parmak kaldırmak
|
|
den Finger in die Wunde legen
|
parmakalarını yaraya koymak
|
|
die Finger, Nägel in etwas krallen
{v}
|
parmaklarla/tırbaklarla bir yere tutunmak
|
|
die Finger ineinander verschlingen
{v}
|
parmakları birbirine dolamak
|
|
digital
{adj}
|
parmak ile
|
|
das
Däumchen
{sub}
{n}
|
parmak çocuk
|
|
der
Däumling
{sub}
{m}
|
parmaklık (meselâ terzi için)
|
|
einen Finger heben
{v}
|
parmak kaldırmak
|
|
ertastbar
{adj}
|
parmakla dokunarak bulunabilir
|
|
ertasten
{v}
|
parmakla dokuna dokuna bulmak
|
|
der
Fausthandschuh
{sub}
{m}
|
parmaksız eldiven
|
|
die
Fausthandschuhe
{sub}
{pl}
|
parmaksız eldivenler
|
|
die
Faustregel
{sub}
{f}
|
parmak hesabı
|
|
die
Faustregeln
{sub}
{pl}
|
parmak hesapları
|
|
abbeißen
{v}
|
bir parçasını ısırarak koparmak
|
|
abbeißen
{v}
|
ısırarak koparmak
|
|
abbekommen
{v}
[bekam ab, hat abbekommen]
|
koparmak
|
|
abblatten
{v}
[Baum: blattete ab, hat abgeblattet]
|
yapraklarını koparmak
|
|
abblatten
{v}
[blattete ab, hat abgeblattet]
|
koparmak
|
|
abbrechen
{v}
[brach ab, hat abgebrochen]
|
koparmak
|
|
abfedern
{v}
[Huhn: federte ab, hat abgefedert]
|
tüylerini koparmak
|
|
abknospen
{v}
|
tomurcukları koparmak
|
|
ablösen
{v}
[löste ab, hat abgelöst]
|
koparmak
|
|
abmeißeln
{v}
|
kesici bir şeyle keserek koparmak
|
|
abmeißeln
{v}
|
makasla koparmak
|
|
abnötigen
{v}
[nötigte ab, hat abgenötigt]
|
koparmak
|
|
abpflücken
{v}
[Gemüse: pflückte ab, hat abgepflückt]
|
koparmak
|
|
abpochen
{v}
[pochte ab, hat abgepocht]
|
çekiçle vurarak koparmak
|
|
abreißen
{v}
[riss ab, hat abgerissen]
|
koparmak
|
|
abrupfen
{v}
[rupfte ab, hat abgerupft]
|
koparmak
|
|
abschlagen
{v}
[Kopf: schlug ab, hat abgeschlagen]
|
kesip koparmak
|
|
abschneiden
{v}
[schnitt ab, hat abgeschnitten]
|
kesip koparmak
|
|
abschädeln
{v}
|
kafasını koparmak
|
|
abstoßen
{v}
[Wand]
|
koparmak
|
|
abzupfen
{v}
|
tutup koparmak
|
|
abzwacken
{v}
|
para koparmak
|
|
alle Verbindungen abbrechen
{v}
|
tüm bağları koparmak
|
|
anbeißen
{v}
[biss an, hat angebissen]
|
ısırıp koparmak
|
|
anbrechen
{v}
[brach an, hat angebrochen]
|
bir parçasını koparmak
|
|
anbrechen
{v}
[brach an, hat angebrochen]
|
koparmak
|
|