6 direkte Treffer gefunden für: büyü


51 indirekte Treffer gefunden für: büyü

Deutsch Türkisch
abbauen, großer Mengen~ {v} [Bergbau] büyük miktarda maden çıkarmak
Abenteuerfilm mit großem Budget {sub} {m} büyük masraflı macera filmi
Abenteurer mit hohen Zielen {sub} {m} büyük hedefli macera
der Abfallcontainer {sub} {m} büyük çöp kabı
der Abfallgroßbehälter {sub} {m} büyük çöp bidonu
abkassieren {v} [großes Geld machen: kassierte ab, hat abkassiert] büyük para yapmak
Abnahme größerer Mengen {sub} {f} büyük miktarda satın alma
Abnahme größerer Mengen {sub} {f} büyük miktarlarda teslim alma
Abnehmer großer Mengen {sub} {m} büyük miktarları alan
Abtastteleskop mit großem Reflektordurchmesser {sub} {n} büyük çap reflektörlü tarama teleskopu
Abwechslung in der Größe {sub} {f} büyüklük değişikliği
die Abzugshechel {sub} {f} büyük keten tarağı
die Acceleration {sub} {f} büyüme hızlandırıcı
die Agakröte {sub} {f} büyük kaplumbağa
Agglomeration der Städte {sub} {f} büyük şehirlerin yığıntısı
die Akkretionsmaterie {sub} {f} büyümeye neden olan madde
die Akribie {sub} {f} büyük itina
die Akribie {sub} {f} büyük özen
Aktivieren von Großbuchstaben {sub} {n} büyük harfleri aktifleştrimek
Alexander der Große {sub} {m} Büyük İskender
aller Voraussicht nach büyük ihtimalle
aller Voraussicht nach büyük olasılıkla
alles auf eine Karte setzen {v} büyük riske girmek
die Alpenbraunelle {sub} {f} [Prunella collaris] Büyük dağbülbülü
als Botschafter abordnen {v} büyükelçi olarak tayin etmek
Alt und Jung {adj} büyüklü küçüklü
altklug {adj} büyümüşte küçülmüş
am Wachsen büyümekte
an Größe variieren {v} büyüklüğü değişmek
anbauen {v} [Bau] büyütmek
anbrausen {v} büyük hızla yaklaşarak gelmek
anfegen {v} büyük bir hızla yaklaşmak
angesichts der großen Menge büyük miktar karşısında
angewachsen {adj} büyümüş
ansehnlich {adj} büyük
Antrieb mit großem Drehmoment {sub} {m} büyük dönme momantli tahrik
das Anwachsen {sub} {n} [wuchs an, ist angewachsen] büyüme
anwachsen {v} [wuchs an, ist angewachsen] büyümek
anwachsend {adj} büyüyen
die Anwachsung {sub} {f} büyüme
der Anwuchs {sub} {m} büyüme
anziehend {adj} büyü
die Anzucht {sub} {f} büyütme
die Aorta {sub} {f} [Med.] büyük atardamar kalbin sol karıncığından çıkan ve vücuda kırmızı kan dağıtan atardamarların temeli olan damar
die Apokalypse {sub} {f} [bildungssprachlich: Untergang, Unheil] büyük çöküş
die Apokalypsen {sub} {pl} [bildungssprachlich: Untergang, Unheil] büyük çöküşler
der Arbeitsdirektor {sub} {m} büyük işletmelerin yönetim kurulunda üye olan ve işçi çıkarlarını temsil eden çalışma amiri
arg {adj} büyük
arger Fehler {sub} {m} büyük hata
arrangierte Ehe {sub} {f} büyüklerin önerisi ile yapılan evlilik
die Arroganz {sub} {f} büyüklük duygusu
0.004s