1 direkte Treffer gefunden für: Sund

Deutsch Türkisch
der Sund {sub} {m} deniz boğazı

77 indirekte Treffer gefunden für: Sund

Deutsch Türkisch
als wir von diesem und jenem sprachen şundan bundan konuştuğumuz zaman
daran {adv} şunda
darstellt sundu
dran {adv} şunda
dran {adv} şundan
plastifizieren {v} sündürmek
plastizieren {v} sündürmek
die Remise {sub} {f} sundurma
das Schauerdach {sub} {n} sundurma
der Schuppen {sub} {m} sundurma
das Schutzdach {sub} {n} sundurma
das Sundanesisch {sub} {n} [Sprache im westlichen Drittel der Insel Java] Sunda dili
die Sünde {sub} {f} [Vergehen] suç
die Sünde {sub} {f} günah
Sünde begehen günaha girmek
die Sünden {sub} {pl} günahlar
sünden {v} [sündete, hat gesündet] günah işlemek
sünden {v} [sündete, hat gesündet] günaha girmek
das Sündenbekenntnis {sub} {n} günahlarını itiraf etme
das Sündenbekenntnis {sub} {n} işlenen günahları kabul etme
das Sündenbekenntnis {sub} {n} tövbe
der Sündenbock {sub} {m} [figürlich] abalı
der Sündenbock {sub} {m} [figürlich] günah keçisi
der Sündenbock {sub} {m} [figürlich] sürekli suçlanan saf kimse
der Sündenbock {sub} {m} [figürlich] şamar oğlanı
die Sündenböcke {sub} {pl} [figürlich] günah keçileri
der Sündenerlass {sub} {m} günahların affı
der Sündenfall {sub} {m} ilk günah
der Sündenfall {sub} {m} yasak meyveyi yeme
sündenfrei {adj} günahsız
die sündenfurcht {sub} {f} günah korkusu
das Sündengeld {sub} {n} büyük miktarda para
das Sündenkonto {sub} {n} işlenen günahların listesi
das Sündenkonto {sub} {n} suç listesi
die Sündenlast {sub} {f} suç yükü
sündenlos {adj} günahsız
das Sündenregister {sub} {n} işlenen günahların listesi
das Sündenregister {sub} {n} suç listesi
die Sündenvergebung {sub} {f} günahların affı
die Sündenvergebung {sub} {f} günahların bağışlanması
der Sünder {sub} {m} günahkâr
die Sünder {sub} {pl} günahkârlar
die Sünderin {sub} {f} [weiblich] günahkâr
die Sünderinnen {sub} {pl} günahkârlar
sündhaft {adj} günah işlemiş
sündhaft {adj} günahkâr
sündhaft {adj} oldukça
sündhaft {adj} pek
sündhaft {adj} çok
sündhaft teuer {ugs.} çok pahalı
die Sündhaftigkeit {sub} {f} günahkârlık
abwehrgesund {adj} vücut direnci sağlam
allzuviel ist ungesund {adj} çok fazlası zararlı
finanziell gesund mali açıdan iyi durumda
frisch und gesund taze ve sıhhatli
gesund {adj} [Gegensatz zu krank] sağlıklı
gesund {adj} [heilsam] yararlı
gesund {adj} [heilsam] şifalı
gesund {adj} esen
gesund {adj} iyi sıhhatli
gesund {adj} salim
gesund {adj} sağ
gesund {adj} sağlam
gesund {adj} sıhhatli
gesund {adj} temiz
heil und gesund {adj} iyi ve sağ
ich bin gesund sıhhatliyim
ihr Herz ist völlig gesund onun (bayan) kalbi tamamen sıhhatli
Ihre Gefäße sind gesund damarlarınız sağlıklı
kerngesund {adj} aslan gibi
kerngesund {adj} sapasağlam
kerngesund {adj} turp gibi
kerngesund {adj} çakı gibi
körperlich gesund {adj} vücutça sıhhatli
nicht gesund sağlıksız
psychisch gesund {adj} ruhsal açıdan sağlıklı
pumpergesund {adj} [kerngesund] sapasağlam
0.004s