2 direkte Treffer gefunden für: Sünde

Deutsch Türkisch
die Sünde {sub} {f} [Vergehen] suç
die Sünde {sub} {f} günah

56 indirekte Treffer gefunden für: Sünde

Deutsch Türkisch
Sünde begehen günaha girmek
die Sünden {sub} {pl} günahlar
sünden {v} [sündete, hat gesündet] günah işlemek
sünden {v} [sündete, hat gesündet] günaha girmek
das Sündenbekenntnis {sub} {n} günahlarını itiraf etme
das Sündenbekenntnis {sub} {n} işlenen günahları kabul etme
das Sündenbekenntnis {sub} {n} tövbe
der Sündenbock {sub} {m} [figürlich] abalı
der Sündenbock {sub} {m} [figürlich] günah keçisi
der Sündenbock {sub} {m} [figürlich] sürekli suçlanan saf kimse
der Sündenbock {sub} {m} [figürlich] şamar oğlanı
die Sündenböcke {sub} {pl} [figürlich] günah keçileri
der Sündenerlass {sub} {m} günahların affı
der Sündenfall {sub} {m} ilk günah
der Sündenfall {sub} {m} yasak meyveyi yeme
sündenfrei {adj} günahsız
die sündenfurcht {sub} {f} günah korkusu
das Sündengeld {sub} {n} büyük miktarda para
das Sündenkonto {sub} {n} işlenen günahların listesi
das Sündenkonto {sub} {n} suç listesi
die Sündenlast {sub} {f} suç yükü
sündenlos {adj} günahsız
das Sündenregister {sub} {n} işlenen günahların listesi
das Sündenregister {sub} {n} suç listesi
die Sündenvergebung {sub} {f} günahların affı
die Sündenvergebung {sub} {f} günahların bağışlanması
der Sünder {sub} {m} günahkâr
die Sünder {sub} {pl} günahkârlar
die Sünderin {sub} {f} [weiblich] günahkâr
die Sünderinnen {sub} {pl} günahkârlar
alte Sünde {sub} {f} eski günah
bauliche Sünde {sub} {f} yapısal günah
die Bausünde {sub} {f} inşaat yapımı hatası
die Bausünde {sub} {f} çarpık yapılaşma hatası
die Bausünde {sub} {f} çarpık yapılaşma hataları
beim ersten Hahnenschrei ilk horoz ötüşünde
Brutstätte der Sünde {sub} {f} günah işlenen yer
das ist doch keine Sünde bu günâh değil
die Erbsünde {sub} {f} (katolik inancına göre) insanın doğasında olan günahkârlık eğilimi
die Erbsünde {sub} {f} günaha girme dürtüsü
frei von Sünde günahsız
Gegenteil von Sünde sevap
die Gewohnheitssünde {sub} {f} günah işlemeyi alışkanlık haline getirme
hässlich wie die Sünde günâh gibi çirkin
in ihrer äußeren Aufmachung dış görünüşünde
die Jugendsünde {sub} {f} gençlikte yapılan hatalar
leichte Sünde {sub} {f} hafif günah
lässliche Sünde {sub} {f} kolay affedilebilir günah
ohne Sünde günahsız
schlimme Sünde {sub} {f} kötü günah
schwere Sünde {sub} {f} ağır günâh
Stadt der Sünde günâhkâr şehir
tiefe Sünde {sub} {f} derin günah
die Todsünde {sub} {f} büyük günâh
ungesunde sağlıksız
die Unterlassungssünde {sub} {f} [Rechtswissenschaft] emirlere veya amirlere uymama
0.004s