Keine direkten Treffer gefunden für: (b

Deutsch Türkisch

51 indirekte Treffer gefunden für: (b

Deutsch Türkisch
abbiegen nach links verboten {v} (buradan) sola dönmek yasaktır
abgekürzte Form {sub} {f} (bir terim/ad/tanım vb.'nin) kısaltılmış şekli, kısaltması
abschotten {v} [jemanden~] (birine) ayrımcılık yapmak
Akustische Signale [Computer] (bilgisayarda) sesli sinyaller
anherrschen {v} (birini) azarlamak
anherrschen {v} (birine) bağırıp çağırmak
anschreien {v} (birini) azarlamak
anschreien {v} (birine) bağırmak
anschreien {v} (birinin) yüzüne karşı bağırmak
auf etwas einflippen {v} (bir şeye) bayılmak
auf etwas einflippen {v} (bir şeyi) beğenmek
auf etwas einflippen {v} (bir şeyi) çok hoş bulmak
aufbauen {v} [(jemandem) Kraft, Zuversicht, Selbstbewusstsein geben] (birine) güç ve özgüven vermek
der Aufblick {sub} {m} (başını kaldırarak) yukarıya bakma
aufblicken {v} (başını kaldırarak) yukarıya bakmak
aufgrätchen {v} [sich so auf ein Gerät schwingen, dass man mit gegrätschten Beinen aufkommt] (bir aletde zıplayarak) apışlar açık ayaklarının üzerine düşmek
aufoktroyieren {v} (birine bir şeyi) zorla kabul ettirmek
auftreiben {v} (bitki) yetiştirmek
die Änderungsklausel {sub} {f} (bir sözleşmenin) değişiklik maddesi
die Änderungsklausel {sub} {f} (bir sözleşmenin) değişiklik(le ilgili) hükmü
die Bankdepositenabteilung {sub} {f} (banka) mevduat bölümü
die Bavaria {sub} {f} (Bavyera‚yı temsil eden) kadın tasviri
Bedacht nehmen {v} (bir şeye) riayet etmek
die Bedachtnahme {sub} {f} (bir şeye) riayet etme
bedauern {v} (birine) acımak
bedienen {v} (birine) hizmet etmek
bedrohen {v} (birini) tehdit etmek
bedränge [ich~] (birine) baskı yapıyorum
bedrängen {v} (birine) baskı yapmak
bedrängen {v} (birini) rahatsız etmek
bedrängen {v} (birini) sıkıştırmak
bedrängt [er, sie, es~] (birine) baskı yapıyor
bedrängte [er, sie, es~] (birine) baskı yapmıştı
bedürfen {v} (bir şeye) ihtiyacı olmak
beeinflussen {v} (birini) tesir altında bulundurmak
befahren {v} (bir araçla) yoldan geçmek
befahren {v} (bir araçla) üzerinden geçmek
der Befall {sub} {m} (bitki) hastalık sarması
befangen (bir tarafa) bağlı
befassend {adj} (bir konuyla) ilgilenen
befassend {adj} (bir mesele ile) uğraşan
befasst [er, sie, es~sich] (bir mesele ile) uğraşıyor
befehden {v} (bir şeye) savaş açmak
befehden {v} (bir şeyle) mücadele etmek
befehden {v} (bir şeyle) savaşmak
befeinden {v} (birine) saldırmak
befeinden {v} (birine) savaş açmak
beflecken {v} (birine) leke sürmek
beflecken {v} (birini) lekelemek
die Befleckung {sub} {f} (birine) leke sürme
die Befleckung {sub} {f} (birini) lekeleme
0.003s