als Lehrer
|
öğretmen olarak
|
|
angehender Lehrer
{sub}
{m}
|
öğretmen adayı
|
|
anlernen
{v}
|
öğretmek
|
|
Anlernen
|
öğretmek
|
|
anweisen
{v}
[belehren]
|
öğretmek
|
|
ausbilden
{v}
[bildete aus, hat ausgebildet]
|
öğretmek
|
|
beibringen
{v}
[brachte bei, hat beigebracht]
|
öğretmek
|
|
beibringen
{v}
[lehren: brachte bei, hat beigebracht]
|
öğretmek
|
|
belehren
{v}
[belehrte, hat belehrt]
|
öğretmek
|
|
das
Deputat
{sub}
{n}
[Anzahl der Unterrichtsstunden, die eine Lehrkraft zu geben hat]
|
öğretmenlerin vermeleri gereken zorunlu ders miktarı
|
|
des Lehrers Liebling sein
|
öğretmenin en sevdiği olmak
|
|
einen Lehrer anstellen
{v}
|
öğretmeni işe almak
|
|
Einführungskurs für Lehrer
{sub}
{m}
|
öğretmenler için brifing
|
|
einweisen
{v}
[Fahrzeuge etc.]
|
öğretmek
|
|
er spricht sehr schlecht für einen Lehrer
|
öğretmen olmasına rağmen kötü konuşuyor
|
|
erziehen
{v}
|
öğretmek
|
|
Führung durch Lehrer
{sub}
{f}
|
öğretmen tarafından yönetim
|
|
der
Hauslehrer
{sub}
{m}
|
öğretmen
|
|
Hilfskraft eines Lehrers
{sub}
{f}
|
öğretmen yardımcısı
|
|
ich bin Lehrer
|
öğretmenim
|
|
im Schuldienst tätig sein
{v}
|
öğretmenlik yapmak
|
|
der
Instraktor
{sub}
{m}
|
öğretmen
|
|
instruieren
{v}
|
öğretmek
|
|
Laufbahn als Lehrer
{sub}
{f}
|
öğretmen olarak kariyer
|
|
Lehr- und Lernmittel
{sub}
{pl}
|
öğretme ve öğrenme araçları
|
|
das
Lehramt
{sub}
{n}
|
öğretmenlik
|
|
der
Lehramtsanwärter
{sub}
{m}
|
öğretmen adayı
|
|
die
Lehramtsanwärterin
{sub}
{f}
[weiblich]
|
öğretmen adayı
|
|
der
Lehramtskandidat
{sub}
{m}
|
öğretmen adayı
|
|
die
Lehramtskandidatin
{sub}
{f}
[weiblich]
|
öğretmen adayı
|
|
der
Lehramtsstudent
{sub}
{m}
|
öğretmen okulu öğrencisi
|
|
die
Lehramtsstudentin
{sub}
{f}
[weiblich]
|
öğretmen okulu öğrencisi
|
|
das
lehramtsstudium
{sub}
{n}
|
öğretmen okulu öğrenimi
|
|
das
Lehramtsstudium
{sub}
{n}
|
öğretmenlik eğitimi
|
|
der
Lehrberuf
{sub}
{m}
|
öğretmenlik
|
|
lehren
{v}
|
öğretmek
|
|
die
Lehrer
{sub}
{pl}
|
öğretmen
|
|
die
Lehrer
{sub}
{pl}
|
öğretmenler
|
|
Lehrer führt Aufsicht auf dem Schulhof
{sub}
{m}
|
öğretmen okul bahçesinde denetim yapıyor
|
|
Lehrer gibt Englisch
{sub}
{m}
|
ögretmen ıngilizce dersi veriyor
|
|
Lehrer werden
{v}
|
öğretmen olmak
|
|
Lehrer- und Elternverband
{sub}
{m}
|
öğretmen ve öğrenci birliği
|
|
der
Lehrer-Eltern-Ausschuss
{sub}
{m}
|
öğretmen veli birliği
|
|
das
Lehrer-Schüler-Verhältnis
{sub}
{n}
|
öğretmenöğrenci ilişkisi
|
|
die
Lehrerausbildung
{sub}
{f}
|
öğretmen eğitimi
|
|
die
Lehrerausbildung
{sub}
{f}
|
öğretmen yetiştirme
|
|
die
Lehrerausbildung
{sub}
{f}
|
öğretmenlik eğitimi
|
|
der
Lehrerberuf
{sub}
{m}
|
öğretmenlik
|
|
der
Lehrerberuf
{sub}
{m}
|
öğretmenlik mesleği
|
|
die
Lehrerbildung
{sub}
{f}
|
öğretmen yetiştirme
|
|
die
Lehrerbildungsanstalt
{sub}
{f}
|
öğretmen okulu
|
|
das
Edutainment
{sub}
{n}
|
televizyon veya film ile oyun oynarcasına bilgi öğretme
|
|
das
Irrlehren
{sub}
{n}
|
yanlış öğretme
|
|
kognitives Lehren
{sub}
{n}
|
bilişsel öğretme
|
|
kurze Einweisung
{sub}
{f}
|
kısa öğretme
|
|
die
Rechtsbelehrung
{sub}
{f}
|
haklar hususunda bilgilendirme, öğretme
|
|
die
Rechtsbelehrung
{sub}
{f}
|
hukuk hususunda bilgilendirme, öğretme
|
|
unterhaltsame Wissensvermittlung
{sub}
{f}
|
ilginç bilgi öğretme
|
|