Keine direkten Treffer gefunden für: gözle

Deutsch Türkisch

57 indirekte Treffer gefunden für: gözle

Deutsch Türkisch
die Abgesandte {sub} {f} [weiblich] gözlemci
der Ablagestrang {sub} {m} gözler dizisi
absehen {v} gözlerine bakıp maksadını öğrenmek
Aktualisierung anhand Überwachungsdaten {sub} {f} gözlemleme verilerine göre güncelleme
an den Augen ablesen gözlerinden okumak
anblickend {adj} gözleyerek
anblinzeln {v} [blinzelte an, hat angeblinzelt] gözleri yarı kapalı bakmak
anfunkeln {v} gözleri parıldayarak bakmak
Anzahl Beobachtungen {sub} {f} gözlem sayısı
auf jemanden stieren {v} gözlerini dikerek bakmak
auflauern {v} gözlemek
aufsehen {v} gözlerini kaldırıp bakmak
der Aufsichtsperson {sub} {m} gözlemleyici
die Augen {sub} {pl} gözler
Augen aufbehalten {sub} {f} gözleri açık tutmak
Augen aufmachen {sub} {f} gözleri açmak
Augen aufreißen {sub} {f} gözleri açmak
Augen aufschlagen {v} gözleri açmak
Augen mit Essig waschen gözleri sirke ile yıkamak
Augen nicht trauen wollen gözlerine inanamamak
Augen nur für jemanden haben gözleri sadece birini görmek
Augen schließen {v} gözlerini kapamak
augen verbinden {sub} {f} gözleri bağlamak
Augen voller Tränen gözleri yaş dolu
die Augenarzthelferin {sub} {f} [weiblich] gözleri açmak
das Augenbinden {sub} {n} gözleri bağlama
das Augenblinzeln {sub} {n} gözle işaret
augenscheinliche Gefahr {sub} {f} gözle görünen tehlike
augenscheinlicher Fehler {sub} {m} gözle görünen hata
augenscheinlicher Mangel {sub} {m} gözle görünen noksanlık
die Augenscheinlichkeit {sub} {f} gözle görünürlük
das Augenspiegeln {sub} {n} gözleri aynaya tutma
Augen zum Strahlen bringen gözlerini parıldatmak
aus den Augen gözlerden
ausblicken {v} gözleriyle araştırmak
das Ausblickturm {sub} {n} gözleme kulesi
ausfachen {v} [Möbeln] gözler yapmak
die Ausfachung {sub} {f} [Möbeln] gözler yapma
der Ausguck {sub} {m} gözleme
auskundschaften {v} gözlemek
die Ausschau {sub} {f} gözle araştırma
Ausschau halten {v} gözle araştırmak
Ausschau halten nach {v} gözle ...i/ı araştırmak
ausschauen nach {v} gözle araştırmak
aussehen {v} gözleriyle araştırmak
der Aussichtturm {sub} {m} gözleme kulesi
ausstechen {v} [Augen~] gözlerini oymak
ausstechen {v} [durch einen Stich zerstören] gözlerini oymak
äugeln {v} [äugte, hat geäugt] gözlerini süzerek bakmak
die Ballonsonde {sub} {f} gözlem balonu
der Beachtungswahn {sub} {m} gözlenme hezeyanı
mit bloßem, nacktem Auge gözlüksüz, çıplak gözle
mit bloßem Auge sadece gözle
mit bloßem Auge çıplak gözle
mit dem blossen Auge çıplak gözle
mit halb offenen Augen yarı açık gözle
mit scharfem Auge keskin gözle
0.004s