der
Aliozentrismus
{sub}
{m}
[Allozentrismus]
|
başkalarını önemseme
|
|
am Zug sein
{v}
[Derjenige sein, auf den die Anderen warten]
|
başkalarını bekleten olmak
|
|
andere belästigen
{v}
|
başkalarını rahatsız etmek
|
|
andere schlecht machen
{v}
|
başkalarını kötülemek
|
|
andere schlechtmachen
{v}
|
başkalarını kötülemek
|
|
anderen voraus
|
başkalarının önünde
|
|
auf andere herunterschauen
{v}
|
başkalarını küçük görmek
|
|
auf andere wirken
|
başkalarını etkilemek
|
|
auf anderer Leute Kosten
|
başkalarının zararına
|
|
auf Kosten anderer Leute
|
başkalarının hesabına
|
|
aus den Fehlern anderer lernend
|
başkalarının hatalarından öğrenen
|
|
der
Automorphismus
{sub}
{m}
|
başkalarının davranışlarını kendi ölçütlerine göre yargılama
|
|
das haben wollen, was andere haben
|
başkalarının sahip olduğuna sahip olmak istemek
|
|
ein rücksichtsloser Fahrer
|
başkalarını hiçe sayan sürücü
|
|
Einmischung in anderer Leute Angelegenheiten
{sub}
{f}
|
başkalarının işine karışmak
|
|
fremde Vorstellungen
{sub}
{pl}
|
başkalarının fikirleri
|
|
fremdschämen
{v}
|
başkalarının yerine utanmak
|
|
Geist der Nächstenliebe
{sub}
{m}
|
başkalarını sevme ruhu
|
|
der
Gesundheitsapostel
{sub}
{m}
|
başkalarını da bu konuda eleştiren kişi
|
|
hineindenkend
{adj}
|
başkalarının hislerini anlayan
|
|
hören auf andere
[sie~]
|
başkalarını dinliyorlar
|
|
kollektivieren
{v}
|
başkalarının da kullanımına sokmak
|
|
Missbilligung anderer
{sub}
{f}
|
başkalarını kınama
|
|
mit fremden Federn schmücken
{v}
|
başkalarının başarısını kendisininmiş gibi göstermek
|
|
nach dem Mund reden
{v}
|
başkalarının duymak istediğini söylemek
|
|
nachdrängen
{v}
[andere vor sich her drängen, schieben in dem Bestreben]
|
başkalarını iteklemek
|
|
nachdrängend
{adj}
|
başkalarını itekleyen
|
|
der
Nachredner
{sub}
{m}
|
başkalarının konuşmalarını taklit eden kişi
|
|
nachstoßen
{v}
[anderen folgend in gleicher Richtung, in dasselbe Gebiet vordringen]
|
başkalarını takip ederek ilerlemek
|
|
Nutzen aus den Fehlern anderer ziehen
|
başkalarının hatalarından öğrenmek
|
|
Passivrauchen
[Med.]
|
başkalarının içtiği tütünün dumanından etkilenme
|
|
der
Plagegeist
{sub}
{m}
{ugs.}
|
başkalarının başına belâ olan kişi
|
|
die
Rampensau
{sub}
{f}
{ugs.}
|
başkalarını gölgede bırakıp, kendi ön plana çıkan kişi
|
|
rumschnüffeln
{v}
[herumschnüffeln]
|
başkalarının işine karışmak
|
|
herumschnüffeln
{v}
[rumschnüffeln]
|
başkalarının işine karışmak
|
|
die
Rücksicht
{sub}
{f}
|
başkalarının duygularına saygı
|
|
die
Rücksichtnahme
{sub}
{f}
|
başkalarını düşünme
|
|
die
Rücksichtnahme
{sub}
{f}
|
başkalarının duygularını dikkate alma
|
|
rücksichtslos
{adj}
|
başkalarını düşünmeyen
|
|
rücksichtslos
{adj}
|
başkalarının duygularını dikkate almayan
|
|
rücksichtsloser Abenteurer
{sub}
{m}
|
başkalarını düşünmeyen maceraperest
|
|
rücksichtsloser Bauunternehmer
{sub}
{m}
|
başkalarını düşünmeyen inşaat şirketi
|
|
die
Rücksichtslosigkeit
{sub}
{f}
|
başkalarını düşünmezlik
|
|
rücksichtsvoll
{adj}
|
başkalarını düşünen
|
|
die
Schadenfreude
{sub}
{f}
|
başkalarının zararına sevinme
|
|
der
Scharfmacher
{sub}
{m}
[sexuell erregende Sache, Reizwäsche]
|
başkalarını kışkırtan kişi
|
|
die
Scharfmacherei
{sub}
{f}
|
başkalarını kışkırtma
|
|
der
Schrecken
{sub}
{m}
|
başkalarını korkutan kişi
|
|
sich auf Kosten anderer bereichern
{v}
|
başkalarının sırtından zengin olmak
|
|
sich aus jds. Angelegenheiten raushalten
{v}
|
başkalarının işine karışmamak
|
|
sich bahnen
{v}
[einen Weg~]
|
başkalarını düşünmeden öne geçmek
|
|