41 direkte Treffer gefunden für: ağız


77 indirekte Treffer gefunden für: ağız

Deutsch Türkisch
aboral {adj} ağızdan uzakta
aboralwärts {adj} ağızdan başka istikamete
angeben {v} [gab an, hat angegeben] ağız satmak
der Ansatz {sub} {m} [Anfang] ağızlık
der Ansatz {sub} {m} [Bläser] ağızlık
der Ansatzwinkel {sub} {m} ağız açısı
der Aushorcher {sub} {m} ağızdan laf almaya çalışan
ausspülen des Mundes {v} ağız çalkalamak
die Backentasche {sub} {f} ağız kesesi
die Backentaschen {sub} {pl} ağız keseleri
die Biestmilch {sub} {f} ağız sütü
der Blutsturz {sub} {m} ağızdan kan gelmesi
Blutung der Mundhöhle {sub} {f} ağız boşluğunda kanama
das Brummeisen {sub} {n} [Maultrommel] ağız tamburu
Coitus oralis {sub} {m} ağız yoluyla cinsel ilişki
des Rachens ağız boşluğunun
dialektal {adj} [Grammatik] ağız ile ilgili
Dienstleistungen im Bereich Kieferorthopädie {sub} {pl} ağız ve diş sağlığı alanında hizmetler
die Diskretion {sub} {f} ağız sıkılığı
der Diskurs {sub} {m} ağız dalaşı
die Diskussion {sub} {f} ağız dalaşı
der disput {sub} {m} ağız dalaşı
durch den Mund geben {v} ağızdan vermek
durchkauen {v} ağızda eriyene kadar çiğnemek
die Düse {sub} {f} ağızlık
die Düse {sub} {f} ağızlık (hortum için)
die Düsen {sub} {pl} ağızlıklar
der Düsenstrahler {sub} {m} ağızlık
Eckenzahn oben im Mund {sub} {m} ağızda yukarıda köşe dişi
ein Mund voll Seewasser ağiz dolusu deniz suyu
eine Absprache treffen {v} ağız birliği etmek
einen Mund voll ağız dolusu
der Einlaufkegel {sub} {m} ağız konisi
der Einlaufkonus {sub} {m} ağız konisi
der Einlaufring {sub} {m} ağız halkası
die Einlaufseite {sub} {f} ağız tarafı
der Einlaufstrichter {sub} {m} ağız hunisi
das Einlaufstück {sub} {n} ağız parçası
das Einlaufstück {sub} {n} ağızlık
der Einlauftrichter {sub} {m} ağız hunisi
einspeicheln {v} ağızda iyice çiğneyerek tükürüklemek
der Erfrischungsbonbon {sub} {m} ağıza tazelik veren şeker
die Erweiterung {sub} {f} ağız açma
die Fahne {sub} {f} {ugs.} ağızdaki içki kokusu
die Fugenvorbereitung {sub} {f} [Schweißen] ağız hazırlama
Führungsrohr für Intubation {sub} {n} ağızdan boğaza ilaç vermek için konulan boru
gangränöse Stomatitis {sub} {f} ağız mukozasının kangreni
gebisslose Zäumung {sub} {f} ağızlıksız dizgin
der Geifer {sub} {m} ağız köpüğü
der Genuss {sub} {m} [guter Geschmack] ağız tadı
gesagt getan ağızdan çıkan yapılmalı!
armes Luder [ein~] zavallıcağız
die Äsche {sub} {f} sarıağız
biedere Frau {sub} {f} kadıncağız
das Bürschchen {sub} {n} adamcağız
die Dickschnabel {sub} {f} iri ağız
dunkelbraun {adj} kara yağız
ein flottes Mundwerk konuşkan bir ağız
der Einfluss {sub} {m} nehir ağız
die Einmündung {sub} {f} (ırmak, nehir) ağız
der Eisenabstich {sub} {m} eriyen demirin akıtıldığı ağız
die Führungskante {sub} {f} [eines Blattes Papier] kılavuz ağız
groß geöffneter Mund {sub} {m} tam açılmış ağız
ich fürchte, wir werden zu spät kommen korkarım biz geç varacağız
das Kindlein {sub} {n} çocukcağız
krumme Mündung {sub} {f} eğri ağız
lästernde Zunge {sub} {f} dedikodu yapan ağız
Mund voll {sub} {m} dolu ağız
das Männchen {sub} {n} adamcağız
das Mündlein {sub} {n} küçük ağız
das Schlitzmaul {sub} {n} çekik ağız
der Schmollmund {sub} {m} somurtkan ağız
das Schnabelmaul {sub} {n} gaga ağız
die Schneiddüse {sub} {f} kesici ağız
die Schneidelippe {sub} {f} keskin ağız
schwarzbraun {adj} kara yağız
stumpfe Schneide {sub} {f} kör ağız
0.007s