26 direkte Treffer gefunden für: Yalnız


59 indirekte Treffer gefunden für: Yalnız

Deutsch Türkisch
die Abgeschiedene {sub} {f} yalnız olan
abgeschiedene Seele {sub} {f} yalnız olan insanın dünyası
die Abgeschiedenheit {sub} {f} yalnızlık
allein {adj} yalnız başına
allein {adj} yalnızca
allein arbeitend {adj} yalnız çalışan
allein bleiben {v} yalnız kalmak
allein durchgeführt yalnız uyguladı
allein erziehende Mutter {sub} {f} yalnız büyüten Anne
allein erziehender Elternteil {sub} {m} yalnız büyüten ebeveynlerden biri
allein erziehender Vater {sub} {m} yalnız büyüten Baba
allein lassen yalnız bırakmak
allein sein {v} yalnız olmak
allein stehen {v} yalnız kalmak
allein stehend {adj} yalnız yaşayan
allein vollbracht yalnız başardı
allein zeichnungsberechtigt yalnız kendisi imzaya yetkili
der Alleinangriff {sub} {m} yalnız saldırı
der Alleinanspruch {sub} {m} yalnız hak talebi
der Alleinbesitz {sub} {m} yalnız mülkiyet sahibi
alleine auskommen {v} yalnız geçinmek
alleine feststellen {v} yalnız tespit
alleine herausfinden {v} yalnız ortaya çıkarmak
alleine lassen yalnız bırakmak
das Alleineigentum {sub} {n} yalnız mülkiyet
der Alleineigentümer {sub} {m} yalnız mülkiyet sahibi
Alleineigentümer und Alleinbewohner yalnız mülkiyet sahibi ve yalnız oturan
der Alleinentwickler {sub} {m} yalnız geliştirici
die Alleinentwicklerin {sub} {f} [weiblich] yalnız geliştirici
der Alleinerbe {sub} {m} yalnız mirasçı
die Alleinerben {sub} {pl} yalnız mirasçılar
die Alleinerbin {sub} {f} [weiblich] yalnız mirasçı
alleinerziehend {adj} yalnız yetiştiren
alleinerziehend {adj} yalnız çocuk yetiştiren
alleinerziehend sein {v} yalnız yetiştirmek
die Alleinerziehende {sub} {f} yalnız yetiştiren
die Alleinerziehende {sub} {pl} yalnız yetiştirenler
alleinerziehende Mutter {sub} {f} [Einelternfamilie] yalnız çocuk yetiştiren anne veya baba
alleinerziehende Mutter {sub} {f} yalnız yetiştiren Anne
der Alleinerziehender {sub} {m} yalnız yetiştiren
der Alleinerziehender {sub} {m} yalnız çocuk yetiştiren
alleinerziehender Elternteil {sub} {m} yalnız yetiştiren ebeveynlerden biri
alleinerziehender Vater {sub} {m} yalnız yetiştiren Baba
der Alleinerzieher {sub} {m} [österr.: Alleinerziehender] yalnız yetiştiren
die Alleinerzieher {sub} {pl} [österr.: Alleinerziehender] yalnız yetiştirenler
alleinfahrende Lok {sub} {f} yalnız giden lokomotif
alleinfahrende Lokomotive {sub} {f} yalnız giden lokomotif
alleinfliegen {v} yalnız uçmak
der Alleinflug {sub} {m} yalnız uçuş
die Alleinflugzeit {sub} {f} yalnız uçuş zamanı
der Alleingang {sub} {m} yalnız başına
allein mit seinen Gedanken fikirleriyle yalnız
Bei ihm ist heute Abend sturmfreie Bude bu akşam evde yalnız
einsamste {adj} en yalnız
endlich allein nihayet yalnız
mutterseelenallein {adj} yapayalnız
sie allein siz yalnız
vereinsamter {adj} daha yalnız
vereinsamteste {adj} en yalnız
0.004s